KUR’ANDA BOZGUNCULUK ÖRNEKLERİYLE NEDİR?

Kur’anda bozgunculuk olarak meal edilen kelime (ف س د) kök harflerinden türemiştir. Fesad bozgunculuk; fesatlık yapmak bozgunculuk yapmak demektir. Müfsid, fesad olan yani bozgunculuk yapan kimse demektir. ( فَسُدَ veya فَسَدَ); (Bir şey veya kişi) kötü, şer, yozlaşmış, güvenilmez, ahlaksız, bozulmuş olmak, erdem veya faydadan yoksun olmak, berbat olmak, fesada uğramış, bozulmuş bir durumda olmak, bir düzensizlik, … Devamını oku

ENAM-141: KAZANCIMIZDAKİ HAK “ALLAH’IN HAKKIDIR”

Enam-141: “Asmalı ve asmasız bahçeleri, çeşit çeşit hurma ve ekinler, birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytin ve narları yetiştiren O’dur. Her biri meyve verdiği zaman, meyvesinden yiyin. Hasat zamanı da onun hakkını(حَقَّهُ) verin. Haddi aşmayın (tusrifu) kuşkusuz O, müsrifleri(haddi aşanları) sevmez.” Dikkatinizi çekmek istediğim husus; ayette bahsedilen hak kimin hakkıdır ve kime verilir? Aklınıza gelen ilk cevabın; ihtiyaç … Devamını oku

KUR’ANDA MÜSRİF(HADDİ AŞAN), İSRAF(HADDİ AŞMA) ANLAMINDADIR

Müsrif ve israf kelimeleri (س ر ف) kök harflerinden türemiştir. (س ر ف) kök harflerinden oluşan kelime; haddi aşmak, taşkınlık yapmak, aşırılık yapmak anlamlarına gelmektedir. Müsrif; isimdir ve Kur’anda “haddi aşan kimse” anlamında kullanılmıştır. Müsrif olan kimselere verilen en çarpıcı örneklerden biri Firavundur. Firavun Kur’ana göre müsrif hatta müsriflerin önde olanlarındandır. Firavunun Kur’anda kınanan yaptığı … Devamını oku

ARAF-31: İSRAF ETMEK SAVURGANLIK YAPMAK DEMEK DEĞİL!

Yıllarca yanlış anladığım ayetin doğru mealini, müsrif kelimesine yönelmemle fark ettim. İlgili ayet; Araf-31: “Ey Ademoğulları! Her mescitte ziynetlerinizi alın. Yiyin, için fakat haddi aşmayın (tusrifu). Zira O, müsrifleri(haddi aşanları) sevmez.” Müsrif ve israf kelimeleri (س ر ف) kök harflerinden türemiştir. (س ر ف) kök harflerinden oluşan kelime; haddi aşmak, taşkınlık yapmak, aşırılık yapmak anlamlarına gelmektedir. … Devamını oku

SANAL CİNSEL İLİŞKİ, PORNO FİLM İZLEMEK VB DERGİLER OKUMAK SERBEST MİDİR?

İsra-32: “Zinaya yaklaşmayın! Şüphesiz ki o bir çirkinlik ve kötü bir yoldur.”

Zina; tarafların evli veya bekar olmasından bağımsız, kadın ile erkeğin iradeleri ile evlilik dışı fiili cinsel ilişkisidir.

Bir takipçim zina fiziksel ve evlilik dışı cinsel ilişkiyse eğer; milyonlarca porno sitesi, sosyal medya hesaplarındaki veya özel görüşmelerdeki sözlü ve görüntülü müstehcenlik, sanal ilişki ve benzeri zina mıdır? diye sordu.

Bu örneklerde, fiziki cinsel birliktelik olmadığı için zinadır, diyemeyiz.

Ayetteki “Zinaya yaklaşmayın” ifadesiyse; sadece zinayı değil, zinaya zemin oluşturan, zinaya sevk eden ve cinsel dürtüleri öne çıkaran ortam, ilişki, resim, video, film, yazı, röntgencilik ve benzeri nesneleri sebepleri ve sonuçlarıyla tümden men eden bir ifadedir.

Yukarıda sayılanlar; zinaya zemin hazırlayan, bilinç ve bilinçaltında zinayı makulleştiren, Allah’ın men emrini önemsizleştiren ve zinaya giden yolu kolaylaştıran eylemlerdir. Aslında Allah’ın “zinaya yaklaşmayın” emri altındaki o geniş yelpazede yer alan eylemlerden bir kısmıdır.

Peki bunlar fiili zina değilse, Kur’ana göre serbest ve Allah’ın hüküm vermediği bir alan mıdır?

İlgili diğer ayetlere bakalım;

Nur-30: “Mümin erkeklere söyle, bakışlarını sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar...”

Nur-31: “Ve mümin kadınlara söyle, bakışlarını sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar…”

İki ayetteki hükümler, emir formunda gelmiştir. Yani müslüman erkek ve kadınlar hem bakışlarını hem de ırzlarını korumakla sorumludurlar.

Aşağıdaki bilgileri size tekrar hatırlatarak,

“Arapçada biyolojik göz ayn (عَيْن), kulak uzun (اُذُن) olmasına rağmen ayetlerde;

  1. Gözler (عيون) değil ebsaran (اَبْصَارًا),
  2. Kulaklar (آذان) değil sem’an (سَمْعًا) kullanılır.

Çünkü bu çoğullar; bedene ait göz ve kulağın çoğulları değil nefse ait göz ve kulağın çoğuludur.”

Nur-31 ve 32. ayetlerde gözler (عيون) değil ebsaran (اَبْصَارًا) kelimesinin kullanılmasına dikkatinizi çekmek isterim.

Beden göz ve kulağı sadece biyolojik organlardır. O organların gördüğünü veya duyduğunu anlamlandıracak, sakındıracak veya sakındırmayacak olan nefsin bizzat kendisidir.

Beden gözünün bakış açısına giren fakat helal olmayan bir nesneye şehvet veya benzeri duygu ile bakacak olana sakınma emri, bedenin gözüne değil, o nefsin ebsarına verilmiştir.

Hitap nefsedir. Çünkü Allah’ın muhatabı insanın et bedeni değil, o bedeni kullanan nefstir.

Tek taraflı olmak üzere porno ve benzeri müstehcen içerikli videolar izlemek, dergi, kitap ve benzeri nesneler okumak, Nur-31-32. ayetlerdeki kişilerin bakışlarını haramdan sakınma emrinin ihlalidir.

Fakat çift taraflı olmak üzere sanal ortamda bile olsa görüntülü veya görüntüsüz, nikah bağı olmayan kimse ile cinsellik yaşamaksa Nur-31-32. ayetlerdeki kişilerin ırzlarını koruma emrinin ihlalidir.

Allah insanlara okumaları için vahyini, muhakeme için akıllarını ve seçmek için iradelerini vermiştir.

Kimi doğru seçim yapacaktır kimi hatalı. Kimi tevbe edecektir, kimi hatasında ısrar.

Özcesi; ayetlerin mesajı herkesedir ama mesajı sadece önemseyenler alacaktır.

Zinaya yaklaşmayın ayetini; ayette zina yapmayın demiyor ki şeklinde delme çabası olanların zeka ve algıları ile öyle anlamak isteyenlerin niyeti üzerine kelam etmeyi israf kabul etsem de 3 sorum olacaktır;

İlki; Zinaya yaklaşmadan zina nasıl yapılabilir?

Çünkü zina için her şekilde öncelikle, karşıdakine yaklaşmak durumu söz konusudur.

İkincisi; Ayetin ilk kısmı ile ilgilenenlerin neden kalan kısmını görmezden geldiğidir?

Sebebi; Allah’ın serbest bıraktığını iddia ettikleri alanın fuhuş ve kötü yol olarak açıklanmasının, iddialarını ters yüz etmesindedir.

Üçüncüsü; Yaklaşmadan yapılan zinanın hükmü nedir?

Elbetteki yapılan artık zina değil, “cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” gibi başka suçları da içine alan daha büyük bir günaha dönüşmesidir.

Özetle; zinaya yaklaşmayın emrinin açıklaması; zina yapmayın demektir.

Eğer Allah “zina yapmayın” demiş olsaydı, bu kez de zina öncesi yakınlaşmaları yasaklamadığı iddiası ile serbest olduğunu iddia edenler türeyecekti kıymetli arkadaşlar.

Tekrar edelim ki; Allah’ın ayetleri sadece O’nu tanımak ve anlamak isteyenler ile O’nun mesajlarını önemseyenler içindir.

 

KUR’ANDA “GERÇEK KAFİR” VE DİĞER TANIMLARI

Küfür, “ك ف ر” kökünden türeyip sözlükte ‘bir şeyi örtmek’ demekken kafir de “örten” anlamındadır. Tohumu toprağa eken ve onu örtüp gizleyen çiftçiye küffar denildiği gibi, kılıcı örttüğü için kınına, karanlığı örttüğü için geceye, yıldızları örttüğü için buluta da kafir denmiştir. Bazı ibadetler ve tevbe de birtakım günahları örttüğü için bunlara da keffaret denilmiştir. Küfre … Devamını oku

TAHA-41: ALLAH MUSA’YI NEDEN KENDİ İÇİN YETİŞTİRDİ?

Nefs kelimesi; kendi, kimse, hiç kimse, can ,iç, birbiri gibi anlamlara gelmektedir. Taha-41. ayetteki fiil (ص ن ع) kök harflerinden türemiştir. Yine 39. ayette “yetiştirmek” anlamından kullanıldığı için ben de bu şekilde meal ettim. Taha-41: “Seni kendim için yetiştirdim(ص ن ع).” Bu ayeti anlamak için önceki ayetlerde Musa’nın başından geçen olayları, yaşadığı sorunları ve Allah’ın … Devamını oku

RUH VE RUH ÜFLEME HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER

Şunu belirtmek isterim ki bu çalışmayı kıymetli hocam @kuranlayolculuk ile birlikte yaptık. Kur’anda ruh meselesinin doğru anlaşılmadığını düşünüyoruz. Ayette ruhtan sorulduğunda o konuda çok az bilgi verildiği söyleniyor. Ancak dilden dile dolaşan o kadar çok mesnetsiz bilgi var ki şaşırmamak mümkün değil. Bu bilgiler araştırıldığında farklı inançların kaynakları ortaya çıkıyor. Bu kaynakların tesirinde kalan bilgiler … Devamını oku

TEKVİR-29: ALLAH DİLEMEDİKÇE SİZ DİLEYEMEZSİNİZ. PEKİ KİM NEYİ DİLEYEMEZ?

Tekvir-29, Müddesir-56, İnsan-30. ayetler; iyi niyetli müminlerin anlamaya çalıştığı fakat Allah ile kavgalı olanların en sevdiği ayetlerdir. Tekvir-27-28: “Sizden doğru olmayı dileyenler için. O (Kur’an) alemlere ancak  bir öğüttür.” Tekvir-29: “… Allah dilemedikçe siz1 dileyemezsiniz.”              1- Siz; Tekvir-22 ve26. ayetlerde anlatılan inkarcılar. Müddesir-54-55: “Kuşkusuz, o(Kur’an) bir öğüttür. Dileyen ondan … Devamını oku

DİNDEN DÖNEN YANİ MÜRTED KİMSE ÖLDÜRÜLMEZ VE DE ÖLDÜRÜL(E)MEZ

Allah insanlara, inanma ve inkar etme özgürlüğü verip iradelerine müdahale etmemiştir. Nedeni; Bakara-256: “Dinde zorlama yoktur….” Ayeti olup bu ayeti hangi cepheden incelerseniz inceleyin, ne dine girerken ne de dine girdikten sonra kişi inancı hususunda serbestliğe sahiptir, zorlanamaz. Allah dilediği kimseyi değil, insanlardan dileyeni hidayete iletir. Yani kişinin seçimlerine göre akıbet yaratır. İşte ayeti; Rad-27: … Devamını oku