KUR’ANDA NAMAZIN RUKNU OLAN “FİZİKİ SECDE” VARDIR

Kur’anda namaz ve namaza ait kıyam, ruku ve secdenin fiziki olarak yer almadığı ve bunların aslında mental içerikli anlamlar taşıdığına dair inanışlarla karşılaşmamız üzerine ilgili ayetleri incelemeye aldık.

Ve Kur’anda fiziki secdenin varlığını anlatan ayetleri bulduk.

İşte ispatları;

Allah Kur’anda; kıyam, ruku ve secdeyi şu an bildiğimiz namazdaki duruşları tanımlayıcı isim olarak kullanmıştır.

Bir hali/şeyi isim ile tanımladıktan sonra o anlam sabitlenir, vücuh hariç tevile ve ıvece kapanır.

Kur’anda; secde isimdir.

Bazı ayetlerde secdeye kapanmak için harra ve ulki fiili kullanılması; secdenin, yere başını koyarak eğilmenin delilidir. Aşağıda örnekleri vardır. Yer kapanma şeklindeki secde, sadece Allah’a yapılır, Allah’ın yarattığı hiçbir varlığa değil. Allah’a fiziki secdenin dışında bahsedilen secdenin hangi anlama geldiği ise ayetin konusundan anlaşılır.

Meryem-58: “… Onlara Rahmanın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı(خَرُّوا سُجَّدًا).”

Taha-70: ” Sihirbazlar secdeye atıldılar (فَاُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا)….”

Yusuf-100: “Ana babasını tahta çıkarttı ve hepsi O’nun (Allah) için secdeye kapandılar (وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًاۚ)….”

Secde, hürmet anlamında da kullanılır ki  bunu aldığı fiilden veya konusundan zaten anlamı net anlaşılır. Aşağıdaki ayetlerde bahsedilen secde için dehale fiili kullanılmıştır.

Bakara-58: “…..Kapıdan secdede(hürmetle) girin (وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا).  Ve bizi bağışla deyin ki Biz de hatalarınızı bağışlayalım….”

Nisa-154: “Kesin söz/misak vermelerinden dolayı Tur’u üzerlerine yükseltmiştik. Onlara, “Kapıdan secdede(hürmetle) girin(ادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا)” dedik….”

Araf-161: “…..hıtta (bizi bağışla) deyin ve kapıdan secdede(hürmetle) girin (وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا). Biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım…”

Bir postürü (duruşu) ifade eden ismi, fiil olarak meal ederseniz yoruma açar, mental anlamlar yüklenmesine kapı aralar ve hatta namazı yok edebilirsiniz. Oysa isme, fiil anlamı yüklemek için fiil kullanılmamıştır. Meallerdeki hata nedenlerinden biri de budur.

Örneğin secde için;

Taha-116:“Hani! Meleklere “Adem’e secde edin (اسْجُدُوا).” demiştik. Hemen secde etmişlerdi, iblis ise kaçınmıştı.”

Ayette meleklere secde emri için اسْجُدُوا (escudu) yani “secde edin” kelimesi kullanılmış ama harru sücceden (secdeye kapanmak) kelimeleri kullanılmamıştır.

Eğer deseydi; meleklerin namazdaki secde pozisyonunu almış olması gerekirdi ki Rabden başka kimse için secde pozisyonu almak mümkün değildir.

Ama Meryem-58. ayette Rahmanın ayetleri okunduğunda nebilerin secdeye kapandığı “harru sücceden” yani (secdeye kapanmak) kullanılmıştır.

Ki nebilerin Rab için secde duruşu alması kadar normal başka bir postur olamaz.

Bu iki çeviriyi birbirine katıp karıştırırsanız, namaz ve rukunlarını fiziki olarak yok dersiniz.

Bu somut bilgiye ulaşamazsanız eğer, kasıtlı yapıldığına inandığımız meal hatalarının kurbanları olabilirsiniz.

Bunun gibi elimizde birçok örneğimiz var. Ama anlaşılır olması için Türkçe’den, tam olmasa da benzer 2 örnek verelim;

Örneğin itten (köpek) bahsederken; hayvan olan tüm it kelimelerini (isim), itmek (fiili) olarak çevirirseniz tüm anlatımı ve anlamı bozarsınız.

Bir örnek daha; attan(hayvan) bahsederken; hayvan olan tüm at kelimelerini (isim); atmak (fiil) olarak çevirirseniz yine tüm anlatımı ve anlamı bozarsınız.

Türkçe’de it ve at eş sesli kelimelerdir. Biri isim, eş seslisi fiildir.

Nasıl ki bizler Türkçe’de cümle içinde bu farkları anlıyorsak, Arapça bilenler de aralarındaki farkı çok rahat anlayabilmektedir.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments