HUD-114: KUR’ANDA SABAH VE AKŞAM NAMAZLARINI TARİFLER

Hud-114:Gündüzün iki ucunda “ve” gecenin (gündüze) yakın kısımlarında ekimis-salat(namaz kıl)…”

Hud-114. ayette yapılan iki önemli hata;

  1. “ve” bağlacının klasik anlamının kullanılması,
  2. Zülef kelimesinin namazlar değil zamanı işaret ettiğinin görülmemesidir.

1. HATA:

“ve” kelimesini bağlaç olarak kullanıldığınızda metni 2 kısma böler ve sanki 4 farklı namazdan bahsedermiş gibi anlaşılmasına neden olursunuz.

Fakat Nisa-103. ayete göre namazın vakti belirliyken siz, vakitleri belirsiz namazlardan bahsetmiş olursunuz.

Şimdi birbirinden ayrılmış bu kısımları inceleyelim;

 

İlk kısmı olan “gündüzün iki ucunda” ifadesi; tek başına güneşe göre vaktin girişi ve çıkışını vermez.

Tarafeyn kelimesi iki uç değil iki taraftır diyenler vardır. Taraf olarak meal edilse bile işaret ettiği yerler yine  değişmez.

Gündüzün taraflarından birisinin öğle öncesi yani güneşin görünerek doğduğu, diğerinin öğle sonrası yani artık görünmeyerek kaybolduğu an olmalıdır.

Ama gelenek gündüzün 2 tarafını da öğleden sonrası olarak değerlendirir. Ama bu seçim ayetlere göre yapılmış değil rivayetlere göre öğlen ve ikindi namazlarını çıkarabilmek için yapılmış bir seçimdir.

İkinci kısım olan “gecenin (gündüze) yakın kısımlarında” ifadesi de tek başına yine güneşe göre vaktin girişi ve çıkışını vermez.

Oysa Nisa-103. ayete göre namazların vakitleri belirlenmiştir. Ve vakitler güneşin hareketlerine göre belirlenir.

Gözden kaçan detay; ayet metnindeki “ve” kelimesinin görevinin bağlaç değil taksim görevi olmasıdır.

Taksim görevi; bütün-parça ilişkisini dile getirme veya bir kavramı tarif ve tasnife tabi tutarak taksim yani parçalara ayırma veya sınıflandırma yaparak anlamını ifade etmektir.

Bu durumda ayetin 2. kısmı, ilk kısmın parçası yani detayı olur. Ve doğru meali aşağıdaki gibidir.

Hud-114:Gündüzün iki ucunda gecenin de (gündüze) yakın kısımlarında olmak üzere ekimis-salat(namaz kıl)…” anlamı kazanır.

Bu durumda;

“Gündüzün iki ucu” kısmı, ayetin ana kısmıdır ve günün bir tarafı güneşin doğuşu olan (2.)uç ve diğer tarafı batış anı olan (4.)uçtur.

“Gecenin de (gündüze) yakın kısımlarında” kısmı; ana kısmın detayıdır. Bunlar (1. ve 2.) ve (4. ve 5.) aralıklardır.

(1. ve 2.) aralık, şemada görüldüğü üzere fecr’dir. Ve bu aralıkta kılınan namaz “Sabah namazıdır”.

(4. ve 5.) aralık, şemada görüldüğü üzere işa’dır. Ve bu aralıkta kılınan namaz “Akşam namazıdır”.

2. HATA:

Tekili zülfe olan zülef’e verilen yanlış anlamdır.

Peki zülef nedir?

زَلَفَ fiil olarak ilerlemek ve yakınlaşmak, isim olaraksa yakınlaşma anlamına sahiptir.

Ayette gecenin gündüze yaklaşmasından bahsedilir. Sabah ve akşam alacakaranlığındaki her dakika her saniye her salise hepsi birer zülfedir ve önünde bulunana yaklaşmayı ifade eder.

O yüzden zülefin miktarı 3 değil sınırsızdır.

Zülef, namaz sayısı değil zaman aralığını bildirir.

Gelenek; “Zülef” çoğuldur, çoğul en az 3’tür, o halde gece kılınan 3 namaz olmalıdır. Bunlar akşam, yatsı ve sabahtır, der. Bu ön kabulün Kur’ani dayanağı yoktur. Zülef, zamana işaret ederken nasıl namaz sayısına dönüştüğü izaha muhtaçtır.

Bu iddiayı bir an doğru kabul edelim. Zülef namaz sayısı ise ve en az 3 ise ve ucu açıksa, 3’ten fazla farz namaz olamaz mı? Sınırı kim ve neye göre koyacak?

Sınırı, elbette kendi kelamının sahibi Allah koyacaktır.

Zaten bu sınırı; namazların isimleri ile giriş-çıkışlarını açıkça eşleştirdikten sonra, sonradan ilave edilecek namazların önünü keserek koymuştur.

Gelenek 5 vakit namaz var derken, Kur’andan hem giriş ve çıkışlarını hem de 5 vaktin de isimlerini bulmak zorundadır.

Allah 3 namazın ismini ve vakitlerini vermişken, diğerlerini unutmuş mudur? sorusu gelenek tarafından cevapsız bırakılır.

Özetle Hud-114. ayet; sadece sabah ve akşam namazlarının giriş ve çıkışlarını tarifleyen ayettir.

 

 

 

 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments