“ALLAH RASULU” ile RASUL” FAKLIDIR. CEHENNEME GİDENE RASUL SORULUR..

Allah Rasulu ile Rasul arasındaki farkı anlamamız çok ama çok önemlidir. Allah’ın seçtiği nebiler, Allah rasuludur. Allah rasulu olan nebilerin de bizzat kendilerinin seçip görevlendirdiği rasuller (elçiler) olmuştur. Rasul kelimesi tek başına, Allah rasulunu temsil etmez. İlahi bir kavram olmaz ve sadece iki taraf arasında haber ileten kişi anlamında kullanılır. Mesela; Şuara-105: “Nuh’un kavmi de … Devamını oku

EVLİLİK KRİTERİ “RÜŞD”TÜR ERGENLİK DEĞİL

Evlenecek olan kız ve erkeğin biyolojik olarak ergen olmasının, Kur’anın istediği evlilik şartları ile yakından uzaktan ALAKASI YOKTUR. Kur’an evlenecek olanlarda RÜŞD yani AKLİ OLGUNLUK şartını arar. Bu olgunluk oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. AKLİ OLGUNLUK; özel çerçecede karı-koca ilşikilerini düzenleyebilmeyi, sağlıklı cinsel birlikteliği, cinsel yaşamında iradesini kullanabilmeyi, evinin ekonomik ihtiyacını karşılayabilmeyi, ekonomik gücünü idare … Devamını oku

NAS YÜZÜNDEN, KUR’ANDAN SORUMLU DEĞİLLERMİŞ

İns; Türler içindeki bize ait türümüz, İnsan/İnsi/Enesi; Türümüz içindeki erkek veya dişi herbir ferdimiz, Nas; TÜM İNSANLARDIR. İddia şudur ki; “Nas, tüm insanlar demek değil; ins içinden az veya çok bir topluluktur. Bu topluluklar, rasul-nebilerin hitap ettiği azgın kimselerden oluşan topluluklardır. Muhammed nebi de azgın Arap kavmine gelmiştir. Dolayısıyla nas derken Arap kavmini kasteder. Özetle … Devamını oku

İNSAN SAPMADAN ALLAH SAPTIRMAZ.

“ALLAH BENİ SAPTIRDI” veya “ALLAH NEDEN SAPTIRIR Kİ” Şeklindeki klasik kaderci, ateist, deist ve diğerlerine cevabımız; Saff-5:“….Ne zaman ki ONLAR EĞRİLDİLER, Allah da onların KALPLERİNİ EĞRİLTTİ….”ayetidir. Yani; ÖNCE İNSAN SAPAR, pişmanlık yaşamaz, ikazlara kör ve hatalarında ısrarcı olduğunda tevbe kapılarını kendi kilitlermiş. “Peki önce biz saptik diyelim. Kalplerimizi neden mühürlüyor? Belki zamanla tekrar doğru yolu … Devamını oku

KUR’ANI ANLAMAYA AKLIMIZ YETMİYOR DİYENLER GERÇEKTEN AKILSIZ MI?

Allah aşağıdaki ayette; İsra-89: ” Ant olsun Biz, bu Kur’anda insanlara “HER ÖRNEĞİ FARKLI BİÇİMLERDE ANLATTIK. Buna rağmen insanların çoğu yine de kafirlikte diretti.” derken bazı müslümanlar hala Kur’an eksik ve yetersiz diyor!!! “Kur’anı anlamaya ne bizim AKLIMIZ ne de sizin AKLINIZ YETMEZ. Bu nedenle AKLI YETENLERİ TAKİP ve TAKLİT ETMELİYİZ.” diyenlere sözümüz; Kur’andan SADECE … Devamını oku

NİSA-101: SEFERİ NAMAZIN TEK ŞARTI VARDIR AMA MESAFE DEĞİLDİR.

İlgili ayetimiz; Nisa-101: “Yeryüzünde sefere çıktığınız (darabtum fî-l-ard) zaman kafir olanların size kötülük etmelerinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz ki kafirler, sizin için apaçık düşmandır.” Seferi namazın Kur’ana göre tek bir şartı vardır: Bu şart; “Kafirlerin size kötülük yapması korkusudur.”  Ayete göre; mesafeyi ima dahi etmez. Bu durumda herhangi bir uzaklık şartından da bahsedilemez. … Devamını oku

İLK KIBLEMİZ MESCİDİ AKSA DEĞİL, KABEDİR..

Müslümanların ilk ve daimi kıblesi, Allah’ın emri ile her zaman Kabe olmuştur. Aslında iddia; “İlk kıble Kabe sonra Kudüs ve tekrar Kabe olmuştur” şeklindedir. Elbette doğru olan bu değildir ve söz konusu iddianın doğrusunu Kur’ana göre aşağıda yapmış bulunuyoruz.. Fakat ilk kıble Kudüs demek, akıl alır gibi değildir. Kudüsten kasıt Mescidi Aksa’dır diyeceksiniz ama İsra-1. … Devamını oku

HADİS KÜLLİYATINI HÜKÜMSÜZ KILAN AYET AHZAB-37

Ahzab-37:“Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de nimet verdiğin kimseye diyordun ki: “Eşini yanında tut. Allah’a karşı takvalı ol. Allah’ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizliyorsun. İnsanlara huşu duyuyorsun; oysa ki huşu duyman gereken Allah’tır.” Sonra Zeyd ondan tamamıyla ayrılınca, onu sana eş yapmak istedik ki böylece himayenizdekilerin [ed’iya’ikum] boşadıkları kadınlarla evlenmelerinde inananların üzerinde bir güçlük … Devamını oku

HER SALAT “VAHYE DESTEK OLMAK” VEYA “VAHİYDEN DESTEK ALMAK” VB DEĞİLDİR.

Salat kelimesi Arapça slv kökünden gelen “secde, secde ederek yapılan ibadet, dua, yakarış, namaz” sözcüğünden, Ayrıca Aramice/Süryanice aynı anlama gelen ṣəlūthā veya ṣəlawthā צְלוֹתָא sözcüğünden alıntıdır. Ve bu sözcük Aramice/Süryanice sly kökünden gelen ṣəlā צְלָא “eğilme, bükülme, dönme” fiilinden türetilmiştir. Tekilinin “صالة “, aslının ( صلوثا veya saluta صلوت) ve İbraniceden Arapçaya geçen Arapçalaşmış bir kelime olduğu bilinen bir bilgidir. Yahudiler de salat kelimesini kullanılır. Ve bu kelimenin geçmişi onlarda daha da uzundur. … Devamını oku

KUR’ANA GÖRE NİKAH İÇİN NEDEN 2 ŞAHİT GEREKLİ?

Mehir (ucur), erkek için farz emirdir. Aşağıdaki ayetlerde mehir için ya farz vurgusu yapılmış veya emir formunda gelmiştir; Maide-5: “… İman eden muhsenat kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilmiş olan muhsenat kadınlar, mehirlerini (ucurahünne) vermeniz, iffetli olmanız, iffetsiz olmamanız ve gizli dost tutmamanız koşuluyla size helaldir….” Nisa-24: “….Bunun dışındaki kadınlarla, zinadan kaçınarak, iffetli yaşamak ve … Devamını oku