DÜNYANIN DÜZ DEĞİL “GEOİT”TİR.

Dünyanın düz olduğu iddiasına baktığımızda özellikle firaş (döşek), medde (genişletmek), bisat (yaygı), mehden (beşik) kelimelerinin geçtiği ayetler delil olarak gösterilmektedir.

Oysa Allah döşek, genişletmek, yaygı, beşik gibi kelimelerle sadece benzetme yapmıştır. 

Kur’anda hiçbir ayette “dünya düzdür” veya “dünya küredir” şeklinde açık bir ifade yer almazken küreye benzer bir şekle işaret eder çok güçlü kelimeler kullanmıştır.

Şimdi iddiaları ve delil ayetleri inceleyelim.

Dünyanın Düz Olduğuna Delil Kabul Edilen Ayetler;

1-Bakara-22:”…..الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَٓاءَ بِنَٓاءًۖ

O ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina (tavan) yapmıştır

“Firaş” kelimesinin kökü olan (ف ر ش); sermek, yaymak, döşemek anlamlarına gelir.

Kelime yeryüzünde oturuyor, yürüyor ve uyuyabiliyor olduğumuzu ifade eder.

Bu kelime dünyanın küre veya düz bir zemin olduğu hakkında net bilgi vermez.

Aynı ayette “bina” kelimesinin kökü olan (ب ن ي), “çatı veya tavan” anlamındadır.

Göğü tavan olarak tanımlaması da aynı şekilde firaş (döşek) kelimesi de benzetme olarak kullanılmıştır.

Kaldı ki bir firaş isimdir ve fiil olarak kullanılmamıştır. Allah’ın yeryüzünü döşek olarak betimlemesi, onun düz bir yüzey olmasını gerekli kılmaz.

Ama yaşayabileceğimiz yerlerin genel anlamda düz olduğuna işaret eder. Çünkü insan suyun var olduğu ve toprağın da ekilip biçilebildiği düzlük yerleri yaşam alanı seçmeye mecburdur.

Kaldı ki dünyanın büyük bir küre olması, onun üzerinin serilmiş/yayılmış olmasına, üzerinde düzlükler olmasına engel teşkil etmez.

2-Rad-3: (وَهُوَ الَّذِي مَدَّ الْأَرْضَ)

Ve O ki, yeryüzünü genişletti…”

“Medde” kelimesinin kökünün (م د د) anlamları arasında;

  1. Uzatmak.
  2. Yaymak.
  3. Genişletmek.
  4. Mühlet vermek.
  5. Birinin yardımına koşmak.

Bulunur. Bu ayette de dünyaya yatay (düz) anlamı vermek isteyenler kelimeye, yatay genişleme algısı uyandıran uzatmak anlamını vermeyi tercih etmişlerdir.

Ama genişletmek ve yaymak anlamları; tıpkı firaş gibi yeryüzünde oturmak, yürümek ve uyuyabilmek için yaşanabilir hale getirilmesinden bahseder ve dünyanın küre veya düz bir zemin olduğu hakkında net bilgi vermez.

3-Nuh-19: (وَاللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ بِسَاطًا)

Allah sizin için arzı bir yaygı yapmıştır.”

“Bisatan” kelimesinin kökü olan (ب س ط); sermek, yaymak, uzatmak anlamlarına gelir.

Allah göğü tavana, yeri yaygı ve döşeğe benzetirken, bizde oluşturduğu çağrışım nedir?

Elbette dünyanın bizler için ev olduğu algısıdır.

Tekrar edelim; bu ayette dünyanın küre veya düz bir zemin olduğu hakkında net bilgi vermez.

4-Zuhruf-10:(الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا)

“O, yeryüzünü sizin için beşik yaptı.

“Mehden” kelimesinin kökü olan (م ه د); bir yeri düz, dümdüz veya düzlük yapmak ve beşik anlamlarına gelir. 

Bu ayetteki kelime beşik anlamında kullanıldığında tamamen benzetme olduğu açıktır.

Kelime mecaz olarak değil ama gerçek anlamda düzlük olarak kullanılsa da, dünyanın şeklen yine dümdüz değil yaşamaya elverişli düzlüklere sahip olduğu gibi fiziki bir gerçeğe işaret eder.

Dünyanın Küre Şeklinde Olduğuna İşaret Eden Ayetler;

1-Zümer-5:(خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ يُكَوِّرُ اللَّيْلَ عَلَى النَّهَارِ وَيُكَوِّرُ النَّهَارَ عَلَى اللَّيْلِ)

“Gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine sarar, gündüzü de gecenin üzerine sarar.”

“yükevviru” fiili; (كُرَة) küre mastarından gelir.

“yukevviru” kelimesinin kökü olan (ك و ر); Baş örtüsünü sarmal bir biçimde bağlamak, sarmak veya dürmek anlamındadır.

Ragıb’a göreyse bir şeyin kevri (كَوْرُ الشَّيْءِ), onun etrafından dolanıp bir kısmını diğer kısımlarına bağlamak, eklemektir. Bu tıpkı, sarığın sargısını sarmak gibi bir mana taşır.

“yükevviru” fiilinin (كُرَة) küre mastarından gelmesi, bu ayeti tek başına dünyanın şeklinin küre olduğuna dair yeterli bir ayettir.

2-Naziat-30: (وَالْاَرْضَ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَاۜ)

“Sonrada yeryüzünü doladı(yuvarladı).”

“Deha” kelimesinin kökü olan ( د ح و); dolamak, yaymak ve sarmak, döşemek gibi anlamları vardır ve yuvarlaklığı ifade eder.

“dahya” kelimesi “yumurta” anlamına gelir. Dünyanın yumurta gibi yuvarlak olamayacağına inananlar bu ifadeyi mecaz olarak kabul etmişlerdir.

Devekuşunun yumurtasını gömdüğü yerin de adı olan edhiyye de bu kökten gelir.  Yumurtanın gömüldüğü yer de küresel bir şekildedir. Dolayısıyla buradan dünyanın da yuvarlak olduğuna işaret vardır.

Kaldı ki deve yumurtası bildiğimiz tüm yumurtalardan şeklen farklı olup neredeyse tam bir geoittir.

( د ح و) kelimesinden türeyen diğer kelimelerde de yuvarlaklık anlamı mevcuttur. Örneğin cevizle oynanan bir oyun olan midha bu kökten türemiştir.

Dünyanın düz veya küre olması her dönemde tartışılmış, kendi döneminin fizikçilerinden olan Fahreddin Razi (1150-1210) dünyanın şekli ile ilgili şu açıklamada bulunmuştur:

“Ay tutulması meydana geldiğinde bunun ne zaman olduğu doğudakilere sorulduğunda gecenin başında olduğunu, batıdakilere sorulduğunda ise gecenin sonunda olduğunu söylerler. Bundan anlıyoruz ki tutulmayı görme zamanları doğuda gecenin başı, batıda gecenin sonundadır. Bu da dünyanın küre şeklinde olduğunu gösterir.”

Kaldı ki bu ifade Kur’anda son saat ile ilgili anlatım yapılırken birebir anlatılmaktadır. 5. maddede bu ayetlere tekrar döneceğiz.

3-Rahman-33: (اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِالسَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ  )

“Göklerin ve yeryüzünün çaplarını (aktar) aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa aşıp geçin.”

“Aktar”, kutur kelimesinin çoğuludur.

Kutur; halak, daire, çap vb anlama sahiptir. O halde aktar; çaplar, halkalar, daireler demektir.

Dünyanın neden birden fazla çapı var peki?

Çünkü çap, ancak küremsi yapılar için söz konusudur. Dünya küremsidir fakat küre değildir. Küre olsaydı tek bir çapı olurdu. Birden fazla çapının olması, onun GEOİT yapısına işaret eder.

Geoitin çok fazla çapı vardır. Örneğin; kutuplar arası çapı en küçük çapı, ekvator en büyük çapıdır. Diğer çaplar ise bunların arasında kalır.

4-Yasin-37: (وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُۚ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ)

“Onlar için gece de bir delildir. Biz ondan gündüzü soyup çıkarırız.”

Soyup çıkarmak” fiilinin Arapçası olan sehl kelimesinin kökü olan (س ل خ); deriyi vb. soyup çıkarmak anlamındadır.

Bu kelime düz bir şeyi değil yuvarlak vb bir şeyi soymak için söz konusudur.

5-Kıyamet koptuğunda bir tarafın gece diğer tarafın gündüz olması;

 Zuhruf-66: (هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا السَّاعَةَ اَنْ تَأْتِيَهُمْ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ)

“Saat’ın, farkında değillerken, ansızın onlara gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?”

Araf-97: (اَفَاَمِنَ اَهْلُ الْقُرٰٓى اَنْ يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا بَيَاتًا وَهُمْ نَٓائِمُونَۜ)

“Beldelerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin midirler?”

Araf-98: (اَوَاَمِنَ اَهْلُ الْقُرٰٓى اَنْ يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا ضُحًى وَهُمْ يَلْعَبُونَ)

“Veya beldelerin halkı, gündüzün oyalanırlarken azabımızın onlara gelmeyeceğinden emin midirler?

Bu 3 ayeti birlikte okuduğumuzda çok muhteşem bir sonuç daha ortaya çıkar.

Zuhruf-66. ayete göre kıyamet parça parça değil ansızın kopacaktır.

Eğer dünya düzse kıyamet koptuğunda, tüm dünya gündüz veya tüm dünya gece olmalıdır.

Fakat Allah’ın bildirmesine göre kıyamet koptuğunda dünyanın bir tarafında gündüz, bir tarafında gece olacaktır.

Bir taraf gece uyurken diğer tarafı gündüz vaktinde işleriyle oyalanıyorsa eğer, bu dünyanın düz değil küremsi bir yapıya sahip olduğunun bir açık delillerinden biridir.

Özetleyecek olursak Allah, bu konuda müslümanları pozitif bilimlerden bazıları olan coğrafya, fizik, astronomi ve matematiğe yönlendirmektedir.

Müslümanlarsa Allah’ın bu emrine uymadığı sürece, ne yazık ki pozitif bilimle meşgul olanları kendilerini aldatmakla suçlamaya devam edecektir.

Oysa Fahrettin Razi gibi döneminin tanınan bir fizikçi ve müfessiri olan bilim adamı, yukardaki ayetleri açıklayan beyanı 1200’lü yıllarda vermiştir.

Şu dönemde yaşayan müslümanların elimizde Allah’ın bu sözleri varken 1200’lü yılların gerisine düşmesini ise çok yadırgamaktayım.

Akıllı müslüman bilimlerin karşısında değil yanında olması gerektiğini Kur’andan bilir. Ayrıca akıllı müslüman Kur’andaki en küçük detaydan gerçeğin peşine düşmeyi de başarabilmelidir.

Çünkü Allah’ın verdiği hiçbir detay göz ardı edilebilecek kadar anlamsız veya gereksiz değildir.

 

Subscribe
Bildir
guest
2 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments
Mehmet Topçu
Mehmet Topçu
5 Şubat 2024 19:41

Teşekkürler emeğine sağlık