Evlenecek olan kız ve erkeğin biyolojik olarak ergen olmasının, Kur’anın istediği evlilik şartları ile yakından uzaktan ALAKASI YOKTUR.
Kur’an evlenecek olanlarda RÜŞD yani AKLİ OLGUNLUK şartını arar.
Bu olgunluk oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir.
AKLİ OLGUNLUK; özel çerçecede karı-koca ilşikilerini düzenleyebilmeyi, sağlıklı cinsel birlikteliği, cinsel yaşamında iradesini kullanabilmeyi, evinin ekonomik ihtiyacını karşılayabilmeyi, ekonomik gücünü idare edip doğru kullanabilmeyi ana-baba sorumluluğunu alabilecek cesaret ve isteğinin olmasını; daha geniş çerçevede ise akraba ve komşuluk ilişkilerini yürütebilmek gibi ve bir çok sorumluluğu üstlenebileme potansiyeline sahipliğini ifade eder.
Kişi rüşde sahip değilse; ne evlenebilir ne de varsa malı kendisine teslim edilebilir.
Aslında kastedilen şey; mental olgunluk ve sorumluluk bilincinin kişide aranmasıdır.
Nisa-6. ayete bakalım;
Nisa-6: ” Yetimleri nikah çağına kadar deneyiniz. Eğer onlarda rüşd (akli olgunluk) görürseniz, kendilerine mallarını teslim ediniz. Büyüyecekler diye mallarını israfla ve aceleyle yemeyin. Zengin olan kimse çekinsin. Fakir olan kimse de marufa uygun yesin. Onların mallarını teslim ettiğinizde onlar adına şahitler bulundurun. Hesap sormak için Allah kafidir.”
Ayette bahsedilen yetim çocuklardır. Yetimlerden bahsediyor olması; aranan şartların sadece onları ilgilendirdiği yorumu, Kur’anın metodunu tanımamaktır.
Kur’anın sistematiğini bilenler, yetimleri için aranan bu şartların kişilerin öz çocukları için de aranmasını emrettiğini bilir. Çünkü söz konusu olan evliliktir.
Ayette kız veya erkek diye ayrım yapılmamıştır. Yani aranan şartlar her ikisi içinde geçerlidir.
Ayette “nikah çağına kadar” ifadesine dikkatlerinizi çekmek isterim.
Aranan kriter; sadece kişinin kendi sorumluluğu değil, kendinden başka birinin de sorumluluğunu üstlenebilme potansiyelidir.
Bu durumda onları nikah çağına kadar denemek demek;
1- Kendi mallarını idare edebilecek, kar ve zararı öngörebilecek, kendi ekonomik sorumluluğunu üstlenebilecek mental olgunluğa sahip olup-olmadıklarını,
2- Eğer ki evlendirilmiş olsalar, evliliği devam ettirebilecek duygusal ve psikolojik güce sahip olup-olmadıklarını anlamaya çalışmaktır ki bunlar çok doğru sınamalardır.
Evlilik sözleşmesi bir akittir. İki tarafta mali yükümlülük altına girer.
Kur’an göre evlilikte aranan şartlardan bir diğeri de, erkeğin kadına vermesi farz olan mehirdir.
Mehir yazımızın linki;
Dikkat edilmesi gereken husus; mehirin KIZA VERİLMESİDİR, ailesine değil.
Tüm yazdıklarımızı birlikte okuduğumuzda evlenme şartları; “RÜŞD” ve “FİNANSAL OKUR-YAZARLIKTIR.”
Evlenme yaşı ise; ergenlik yaşının çok çok ötesinde bir yaş olup kişiden kişiye fark eden bir kriterdir.
Şimdi soralım.. Tüm bu arananlar 6,9,12,15 vb yaşındaki bir kız çocuğunda olabilir mi?
Elbette hayır.
Evliliğe cinsel dürtülerini temin olarak bakanlar, tabiki Allah’ın onlarda arayın dediği RÜŞDÜ USTALIKLA GÖZDEN UZAKLAŞTIRDI.
Yetmedi, nikah çağını buluğ çağına evirdi.
Allah’ın emri olan rüşdü görmezden gelip ergenlik çağına girmemiş çocuklarla evlilik yapanlar, SÜBYANCILIĞINA KUR’ANI KILIF YAPTI.
Ayetin açıklamasıdır ki; Muhammed nebi din gününde müslümanlara şefaat değil, Kur’anı terk ettiler diye şikayetçi olacaktır.
Müslümanlar bunu anlamadı, korkarım anlamayacak da..
Müslümanlar Kur’anı, sözde derin ilim sahibi alim kişilerin cinsel dürtülerinin keyfine ve tahrif edilmiş rivayetlere bırakınca;
Maalesef sadece kız çocuklarının ırzı değil kendi akıl ve ahlakları da iğfal edildi.