YUNUS-94: MUHAMMED NEBİ KUR’ANDAN MI TEREDDÜT ETMİŞ?

Bu ayetle ilgili neredeyse tüm mealler hatalı yapılmıştır. Biz Diyanetin mealine bakalım:

Yunus-94: “Eğer sana indirdiğimiz şeyden şüphe içinde isen, senden önce Kitab’ı (Tevrat’ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, sana Rabbinden hak gelmiştir. O hâlde, sakın şüphe edenlerden olma!”

Bu meale göre Allah rasulu ve nebi olan Muhammed’in, kendisine indirilmiş olan Kur’andan şüphe etmesi olasılığından bahsedilerek adres olarak önceki kitap okuyanlara sual etmesi tavsiye edilmektedir.

Sizlere de tuhaf geldiği gibi bir Allah rasulunun, kendisine indirilenden böyle bir şüphe taşıması olası değildir.

Tahmin edeceğiniz üzere yine çok ciddi bir meal hatası ile yüz yüzeyiz.

Tüm ayetin anlamını bozan hata; “مِمَّٓا”(mimme) bağlacında yapılmıştır.

مَا: insan dışı varlıklar için ne?, neyi?, neye? anlamlarına sahip olsa da her gördüğünüz soru edatı, cümleye soru anlamı katmaz.

مِنَ: -den, için bilinen anlamlarıdır.

Bu bağlaç; مِنَ+ مَا birleşiminden oluşur. Bu birleşim; “مِمَّ = مِمَّٓا=مِنَ+ مَا” olarak yazılır

Yazıma مَا’nın istifham(soru) olarak kullanıldığı itirazı geldi. Her gördüğünüz soru edatı, soru anlamı taşımaz. Hatta istifhamın(soru) Kur’anda gerçek anlamda kullanılması mecazi kullanıma itibarla daha azdır. Çünkü kelam daha çok her şeyi bilen Allah’tan çok az bilen insana yöneliktir.

Kur’anda soru edatları; takrir(onay), tevbih(azarlamak), taaacub(şaşırmak), tezekkür(düşünme), iftihar(övünme), tesviye(eşitleme), emir, teşvik etme, istibda(gecikme), istib‘ad(uzak görme), temenni, tehvîl/tahvîf(korkutarak el çektirme), tekessür(sayıca çokluk) anlamlarında da kullanılmıştır.

Tıpkı aşağıdaki ayetlerde olduğu gibi مَا, soru değil farklı anlamlarda kullanılıştır.

Örnek verelim;

Tarık-5: “İnsan ne+den(مِمَّ) yaratıldığına bir baksın!”

Dikkatinizi çekmek istediğim husus ayetteki (مِنَ+ مَا)=(مِمَّ)=ne+den kelimesi; “neyden” anlamındadır. Niçin anlamında değil. Aynı açıklama ile Yunus-94. ayetin doğru mealine bakalım;

Yunus-94: “Eğer  ne+için sana indirdiğimizden tereddüt içinde isen, senden önce Kitab okuyan kimselere sor. Andolsun ki, sana Rabbinden hak gelmiştir. O halde, şüphe edenlerden olma!”

مَا: insan dışı varlıklar için ne?, neyi?, neye? anlamlarında kullanılır.

مِنَ: -den, için bilinen anlamlarıdır.

Bu durumda; مِنَ+مَا =مِمَّٓا= ne+için anlamı kazanır.

Aslında Allah rasulu Muhammed; kendisine indirilen Kur’andan değil, Kur’anın ne+için kendisine indirildiğinden yani kendisinin seçilmiş olmasından tereddüt etmiştir.

Kur’an; diğer kitapların Allah’tan geldiğinin tasdiki fakat ellerinde bulunan tahribe uğramış son hallerini nesh etmek için indirilmişken, Kur’anın doğruluğundan duyduğu şüpheyi önceki indirilmiş olan kitabı okuyanlara sorarak emin olmasını tavsiye etmek mantıktan çok uzak bir anlamdır.

Ve Allah’ın Muhammed’i kitap okuyanlara yönlendirmesinin nedeni; hem yahudiler hem de hristiyanların son bir Allah rasulu beklentisi içinde ve hatta İncil’de kendisinin Ahmet olarak müjdelendiği bilgisi olması ve onu sormadır. Bu müjdeyi bilenlerse kitap ehlinin tamamı değil, ancak kitap okuyanlardır.

Bakara-146. ayet bu gerçeği dile getirmektedir. Kitap ehli, Muhammed nebiyi şiddetle reddedip yalanlayarak kendinden bile şüphe etmesine neden olmuştur. Çünkü Muhammed nebi de bir insandır ve çok ciddi tazyikle karşılaşmış hatta mecnun olmakla suçlanmıştır. Ayete bakalım;

Bakara-146: “Kendilerine kitap verdiklerimiz onu(Muhammed) kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Şüphesiz ki onlardan bir grup bilerek hakikati gizler.”

Devamındaysa Allah, Yunus-94. ayetteki gibi onu, kendisi ile ilgili teselli etmektedir. Özcesi; onlar seni çok iyi bilmekte ama inkar etmekteler. Öyle ki sen bile kendinden tereddüt eder oldun. Ama sen, onlar gibi  kendinden şüphe etme, mesajı verir. Ayete bakalım;

Bakara-147: “Gerçek, Rabbinden dir. Sakın şüphe edenlerden olma.”

Özetle Yunus-94. ayet hatalı meal edilen zirve ayetlerden biridir.

 

Subscribe
Bildir
guest
1 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments
Mehmet Topçu
Mehmet Topçu
8 Kasım 2024 19:08

Teşekkürler