NİSA-34. AYETTE KADININ İTAAT ETTİĞİ “KOCASI DEĞİL”, “ALLAH’TIR”

Nisa-34:” (Erkeklerin) Kendi mallarından infak etmelerinden ve Allah’ın onların bazısını bazısına göre fazla(lık) vermesinden (faddale) dolayı erkekler kadınlara göre koruyucudur/gözeticidir. (kavvam). Saliha kadınlarsa gönülden bağlı (kanitat), Allah’ın kendilerini koruduğu gibi kendi iffetlerini (lilgaybı) koruyanlardır. Geçimsizliğinden (nuşuz) endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklardan ayrılın ve onları çıkarın/ayırın (darabe). Eğer size uyarlarsa onların aleyhine bir yol aramayın. Kuşkusuz Allah Yücedir ve Büyüktür.”

Kunut (قُنُوت) kelimesi, gönülden bağlılık ile beraber olan sürekli itaattir.

Ve bu gönülden ve sürekli itaat sadece Allah veya Rasulunedir. 

Hem gönülden bağlılık hem de görünür itaat anlamında yorumlanan bazı ayetlerden örnekler verelim;

Bakara-238: “Namazlara ve (özellikle) orta namaza devam ediniz. Gönülden tam bir bağlılıkla [kanitin] Allah’ın huzurunda durunuz.”

Rum-26: “Göklerde ve yerde olanlar O’nundur. Hepsi O’na gönülden boyun eğmektedir.”

Nahl-120: “İbrahim, hanif olarak Allah’a gönülden yönelen bir ümmetti. Ve müşriklerden değildi.”

Tahrim-12: “İmran kızı Meryem; o çok ırzını korumuştu. Ona ruhumuzdan üfledik. O, Rabb’inin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti ve gönülden tam bağlı olanlardan [kanitin] oldu.

Zümer-9: “Yoksa o (bir önceki ayette ateş halkından olan kişi) gece saatlerinde gönülden itaatle (kanitün) kıyamda ve secdede Rabbinin rahmetini uman ve ahiretten korkan gibi midir!”

Ali İmran-43: “Ey Meryem! Rabbine gönülden bağlan, secdeye kapan ve rüku edenlerle birlikte sen de rüku et.”

Ahzab-31: “İçinizden kim Allah’a ve elçisine gönülden itaat eder, iyi ve yararlı iş yaparsa, ona da mükafatını iki kere veririz. Biz onun için bolca bir rızık hazırlarız.”

Ahzab-35: “Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, (kanitin) erkekler ve (kanitati) kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, huşulu erkekler ve huşulu kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve kadınlar ve Allah’ı çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlar; Allah, onlar için bağışlanma ve büyük bir ödül hazırlamıştır.”

Özetle; “Kanit” kelimesinin geçtiği ayetlerde de mutlak itaat Allah’a ve rasule olduğundan ayette bahsedilen İTAAT, KESİNLİKLE KOCAYA DEĞİLDİR. 

Kocaya itaatın Allah emri olduğu öğretisi; Allah’ın özgür kıldığı kadını, kocası karşısında “sen ne dersen o, sen bilirsin” sınıfına düşürmüştür.

Mesele, size feminist bir yaklaşım gibi geldiyse, yanılgıya düştüğünüzü söyleyebilirim.

Mağdur olan her kimse onun hakkını aramak başka fakat feminist veya erkek egemenlik saplantılarında boğulmak bambaşkadır. Her ikisi de tipik cinsiyetçi taraflaşmadır ki biz iki tarafa da uzağız.

Bize göre aşağıdaki ayetin cinsiyet gözetmeksizin, cinsiyetlerin farklı ve baskın özelliklerinin önemli olmadığını vurgulaması ve Allah için en en yüce insanın takvaca üstün olduğunu açıklaması, bizim için fazlaca yeterlidir.

Hucurat-13: “Ey insanlar! Muhakkak ki Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Sizin en yüceniz Allah katında en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah Alimdir, Habirdir.”

 

 

 

 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments