NEFS, BEDENDE SUDURDA İKAMET EDER.

Nefs ve Kalp ilişkisini tabloda görelim ama kalp derken organ olan kalp olmadığını hatırlatmak isterim;

NEFS

KALP=FUAD

1-Bedene canlılık veren varlıktır.

https://nurseldurabay.com/mevtolum-ile-vefat-farklidir/

 

1———–
2-Ölümde ve uykuda bedenden ayrılır.

Zümer-42; Enam-93

2————
3-Nefs, akıl eder, düşünür ve duygu sahibidir.

Müminun-99-100

3- Kalp akıl eder ve düşünür ve duygu sahibidir.

Araf-179; Hac-46; Ali İmran-151; Tevbe-15

4-İmtihan edilen nefstir.

Şems-7-8-9-10; Bakara-281; Ali İmran-30

4- Kalp İmtihan edilir.

Bakara-225

5- Nefsin fücur ve takvası vardır.

Şems-7-8-9-10

5- Kalbin takvası ve fücuru vardır.

Hac-32; Hucurat-3; Bakara-283

6-Günah işler, kötülüğü ister.

Nisa-79; Maide-30; Yusuf-53

6- Kalp günah işler.

Bakara-283; Ali İmran-7; Bakara-10

7-Nefs arındırılır.

Ali İmran-164; Şems-7-8-9-10

7-Kalp arındırılır.

Ali İmran-154; Maide-41

8-İman eden veya kafir olan nefstir.

Tevbe-55; Müminun-99-100

8- İman eden kalptir.

Mücadele-22; Hucurat-7

 

9- Sorgulanan nefstir.

Bakara-281; Ali İmran-25; İbrahim-51

9-Kalp sorgulanır.

Bakara-225; Nur-37

10- Nefislerde olanı Allah bilir.

Bakara-284

10- Kalplerde olanı Allah bilir.

Nisa-63

11- Mutmain olan nefstir.

Fecr-27-28-29

11- Mutmain olan kalptir.

Bakara-260; Ali İmran-126; Nahl-106

12- Cennete nefs girer.

Fecr-27-28-29

12————–
13- Allah’a dönen mutmain nefstir.

Fecr-27-28-29

13- Allah’a dönen selim kalptir.

Şuara-89; Saffat-84

14—————– 14-Vahiy kalbe inmiştir.

Bakara-97; Şuara-195

15—————– 15-Kalp zikreder.

Rad-28

 

Kur’anda Kalbin nefs gibi imtihan edilmesine, yaptıklarının karşılığının sorulmasına, akıl etmesine ve düşünmesine, takvasından dolayı iman etmesi fakat fücurundan dolayı inkar etmesine, günahkar ve mutmain olmasına rağmen cennete gitmesinden bahsedilmez.

Yukardaki ayetler kalbin, tıpkı nefs gibi kazandıklarından sorumlu olduğunu açıklıyorsa, kalbin de ödül ve ceza olarak cennet veya cehenneme gidecek olması söz konusu olmalıdır.

Fakat kalbin ne cennetle ödüllendirileceği ne de cehennem ile cezalandırılacağı açıklanmıştır.

Bu nedensiz değildir.

Çünkü kalp, nefsin ta kendisi olduğu gibi aynı zamanda fuaddır.

İlgili çalışmamın linki;

KUR’ANDA NEFS KİM? KALP KİM? FUAD KİM?

Mukayeseli tabloda daha net görüldüğü üzere nefs ile kalp aynı varlıktır.

Kalpten kasıt, biyolojik kalp değildir.

Nefs nasıl ki akıl edip duygu sahibiyse, tıpkı beden gibi nefsin de kendine ait işitme, konuşma ve görmesi söz konusudur.

İç ses dediğimiz ama kulağımızla duymadığımız ses, nefsin sesidir.

Şeytanın fısıltıları, bedene ait kulağa değil nefsin kulağınadır.

Bazı insanlarının metafizik görüleri bedene ait gözlerin değil, nefsin gözlerinin gördükleridir.

Bazı insanlarının algılarının daha açık olduğu veya kalp gözü gibi duyduğunuz ifadeler aslında mecazi değil, tamamen nefse ait hakiki ifadelerdir.

Nefsin bedenin içinde olan bir varlık olduğunu, Allah’ın muhatabının beden değil nefs olduğunu artık biliyoruz ama nefs bedenin neresinde ikamet eder? sorusun cevabı, Kur’andan bulunabilecek bir cevaptır.

Şahsi tahminlerimiz bir tarafa onun nerede ikamet ettiğini sudur ayetlerinden tespit edeceğiz;

Enam-125: Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun sudurunu İslam’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun sudurunu sanki göğe çıkıyormuş gibi dar ve sıkışık yapar….”

Sudurunu İslama açmak demek, iman etmek demektir. İman edense nefs yani kalptir. O halde nefsin(kalp) yeri sudurdur.

Ali İmran-154: “…. Onlar sana açıklamadıkları şeyleri nefislerinde gizliyorlar…. Allah’ın sudurlarınızda olanı sınaması ve kalplerinizdekileri arındırması içindir. Allah, göğüslerin özünü bilir.”

Ayetlerde açıklanan sınanan ve arındırılan nefs(kalb)tir. Yine anlıyoruz ki nefs(kalp), sudur bölgesindedir.

Nahl-106:” Kalbi iman ile mutmainken (ط م ن), zorlanan kimse hariç, imanından sonra Allah’ı inkar ederse, Allah’ın gazabı onların üzerinedir ve büyük azap da onlar içindir”

Tevbe-55. ayette kafir olan nefstir(kalp). Suduru küfre açmaksa, nefsin küfre açılmasıdır. O halde nefsin(kalbin) yerinin sudur olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

Araf-43:Sudurlarında kinden ne varsa çıkarırız …..”

Ayet cennetliklerden bahseder. Nefs, cennete tüm olumsuz duygularından arınmış olarak girecektir. Kin nefse ait bir duygudur. Sudurdaki kini çıkarmak, sudurda ikamet eden nefsten çıkarmak demektir. Yani nefs, sudurdadır.

Nas-5: “O ki insanların sudurlarına vesvese verir.”

Şeytanın vesvese verdiği beden değil nefstir. Dolayısıyla nefsin sudurda yer aldığını birkez daha anlamış olduk.

Özetle tüm bu ayetlerden anlayacağımız; nefsin yani kalbin sudur bölgesinde olduğudur.

Bu bilgilerden sonra, nefs-beden ilişkisini incelemeye devam edelim;

Nefs, bedenin kontrol merkezi olan beyine hükmeder.

Beyin, nefsin reaksiyonlarını komut kabul ederek gereğini yapar.

Örneğin; nefs o an mutluysa, beyine seratonin salgılatırken, mutsuzsa kortizon salgılatır.

Sadece dünyanın olduğu boyutta nefs, bedene muhtaçtır. Bedenin potansiyeli yani sağlık durumu nefsin reaksiyonlarını sınırlar.

Örneğin bitkisel yaşama girmiş hasta kişinin beyin ve beden sağlığı minimize olmuştur. Fakat bitkisel hayata giren sudurdaki nefsi değildir.

Bu kimsenin nefsinin her şeyi duyduğu ve gördüğü muhakkaktır.

Artık bu kişinin nefsi, beyni ve bedeni kullanamadığından sadece sudura hapsolmuştur.

Hearthmath vb enstitülerin yapılan incelemelerden haberdar olmuşsunuzdur.

Bu enstitüler insan kalbinin, beyin de dahil olmak üzere herhangi bir organdan daha geniş ve kuvvetli bir enerji alanına sahip olduğunu,

Kalbin beyinden 100 kere daha güçlü elektrik alan ve 5000 kere daha güçlü manyetik alan ürettiğini,

Bu elektromanyetik alanın çapının ortalama 3 metre olduğunu ve merkezinin de kalpte! bulunduğunu ispat ettiler.

Onlar bu enerjiyi elbette kalp ile ilişkilendirdiler.

Oysa ölçülen bu enerji kalbin değil, kalbin de içinde yer aldığı sudur bölgesinde ikamet eden nefsin enerjisidir.

Bu gerçeği bilmeyen veya kabul etmeyen pozitif bilimin, ölçtüğü bu enerjiyi biyolojik kalbe ait kabul etmesi ise son derece normaldir.

Elbette bu yazdıklarım, pozitif bilimin kabul etmeyeceği ve iddiadan öteye geçmeyecek düşüncelerdir.

Yine de pozitif bilimin, Kur’andaki hakikatları zaman içinde delillendirdiklerini izlemek keyifli.

Çünkü onlar da ulu’l elbablar ve vazifelerini yapmaktalar.

 

 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments