Meryem-58-59: “İşte onlar Adem ve Nuh ile taşıdıklarımızın neslinden, İsrail ve İbrahimin neslinden doğruya ulaştırdığımız ve seçtiğimiz Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebilerin bir kısmıdır. Rahmanın ayetleri onlara okunduğu zaman ağlayarak ve secdeye kapanırdı. Onlardan sonraki nesil geldi, es-salatı (namaz) ziyan ettiler ve şehvetlerine(isteklerine) uydular. Onlar azapla karşılacaklar.”
Bu ayetlerde bahsedilen; Adem ve zürriyetinden başlayarak, diğer nebiler ve zürriyetlerinden sonra gelenlerin namazı ziyan etmeleridir. Demek ki çok önceden hatta Adem nebi zamanından beri namaz varmış ve bu nebiler zamanında namaz zayi edilmemiş ama sonrasında gelenler onu zayi etmiş..
Bu ziyan; namazı terk etmekle olabileceği gibi kanit (Allah’a gönülden bağlı) olarak kılınması gereken namazın riya ile kılınan namaza dönüşmesi ile de olabilir.
Çünkü namazın bir amacı da kişiyi Ankebut-45. ayet gereği fahşa ve münkerden men etmesidir. Namazlar ziyan edilmişse eğer, elbette kişiyi fahşa ve münkerden men etmesi beklenemez. Bu durumda namazı ziyan edenlerin şehvetlerine(isteklerine) uymaları çok doğaldır.
Ayete göre, tüm nebilere namaz(es-salat) emredilmiştir.
Meryem-58. ayete göre Rahman’ın ayetleri onlara okunduğu zaman ağlayarak ve secdeye kapanan nebilerden biri de Adem’dir.
Ayette Adem değil, Ademin zürriyetinden olan nebilerden bahsediyor diyecekseniz eğer;
- Aynı ayette aynı şekilde Nuh, İbrahim ve İsrail’in de zürriyetinden olan nebilerden de bahseder. Ama Kur’an’a göre Nuh, İbrahim ve İsrail hem Allah rasulu hem nebidir. Bu durumda Adem de hem Allah rasulu hem nebidir. Onun için aksini düşünmemizi gerektirecek herhangi bir neden yoktur. Yine yetmedi derseniz;
- Ali İmran-33:”Gerçek şu ki Allah; Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçip üstün kıldı” ayeti, Adem’in tıpkı Nuh, İbrahim ve İmran ailesinden İsa gibi Allah rasulu ve nebi olduğuna delil diğer bir ayettir.
Adem’in nebi olduğuna inansak bile ona namaz kıl emri verildiği Kur’anda yazmıyor diyecek olursanız?
Size soracağım ilk soru, Meryem-58-59. ayetlerde hangi konudan bahsedilmektedir peki!
Kur’anda bazı nebilere namaz kıl emri açıkça verilmiştir. Örneğin Meryem-31. ayette İsa, Enbiya-73. ayette İbrahim, Lut, İshak ve Yakup, Meryem-55. ayette İsmail, Taha-14. ayette Musa nebi için namaz(es-salat) emirleri verilmiştir.
Ama Kur’anda tüm nebilerin ismi verilmediği gibi ismi verilen kimi nebiler hakkında fazla bilgi de verilmemiştir. Bu durumda Kur’an onlara namaz kıl emrinin verildiğinden de bahsetmez.
Örneğin Lokman nebiye Kur’anda açıkça namaz kıl emri verilmemiştir. Ama Lokman nebi, Lokman-17. ayette oğluna namaz kıl diye tavsiye etmiştir.
Bu durumda yapılması gereken muhakeme, Kur’anda açıkça yazmadığı için Lokman nebiye namaz kılma emrinin verilmediği değil, bir nebi kendisine farz olmayan bir emri oğluna da tavsiye etmeyeceği için namaz kılma emrinin verildiği olmalıdır.
Taha-14. ayete göre namaz, Allah’ı hatırlamak kılınır. Dolayısıyla böyle önemli amacı olan bir ibadetin hem nebiler hem de nebilerin şahsında tüm iman edenler için gerekli olduğu inancındayım. Nebiler zaten Allah tarafından seçilmiş özel kullardır. Ve ben onlardan daha çok bizlerin Allah’ı hatırlamaya ihtiyacı olduğuna inananlardanım.
Özetle Meryem-58-59. ayetlerde net ifade edildiği üzere Adem, nebi olduğundan ona da namaz(es-salat) farz kılınmıştır.
Namaz bu nedenlerle kadim bir ibadettir. Bu ana kadar kaç millet yaşadı net bilmiyoruz. Her birine gönderilen nebi ile namaz emredildiğine göre arkeolojik kazılarda namaza ait postürlerin karşımıza çıkması çok doğaldır.
Kazılarda çıkan Allah dışındaki sözde ilahlar için de namaza ait postürlerin bulunması, inançları tahrip olmuş milletlerin geçmişe dair hafızalarında namaza dair kalıntılar olduğunun ispatıdır.
Tabiki bu muhakeme ayetler arasındaki ilişkiyi yakalayıp muhkeme edebilenler için söz konudur.