KUR’ANDA “GÜNDÜZ”, “GECE”, “ZULUMAT” ve” ĞASAKUL LEYL” KAVRAMLARI

KUR’ANDA GÜNDÜZ KAVRAMI:

Kasas-71:“De ki; Eğer Allah, üzerinize GECEYİ, kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirse, Allah’tan başka size ZİYA (IŞIK) verecek olan ilah kimdir? Hala gerçeğe kulak vermeyecek misiniz?

Yunus-5:“Güneşi ZİYA (IŞIK)…… yapan…..O’dur….”

Bu iki ayetten gündüzün sınırlarını net anlarız.

 

Ayette ışıktan kastedilen, ışığın kaynağı güneştir ve gündüzde güneş vardır.

Gündüz; gökyüzünde güneşin görüldüğü vakittir.

Güneş GÖRÜLMEYE BAŞLADIĞINDA(2.uç) gündüz başlar. Fakat kastedilen, öncesinde görülen aydınlık değildir.

Güneş GÖRÜLMEZ OLDUĞUNDA(4.uç) gündüz biter. Fakat kastedilen, sonrasında görülen aydınlık değildir.

Şemamızda gördüğünüz rakamlar; güneşin hareketlerine ve aydınlığın şiddetine göre değişim gösterdiği uçlardır.

Bu durumda gündüz vakti, (2 ve 4). uçların üzerindeki kalan zamandır. Mevsimlere göre uzar veya kısalır.

 

KUR’ANDA GECE KAVRAMI:

Kur’anda gündüzün tanımı belli olduğuna göre geriye kalan zaman geceye aittir.

Güneş gökyüzünde GÖRÜLMEZ OLDUĞUNDA(4.uç) gündüz biter ve HEMEN gece başlar.

Güneş GÖRÜLMEYE BAŞLADIĞINDA(2.uç) gece biter.

Gece; gökyüzünde güneşin olmadığı vakittir.

Şemamızda gördüğünüz rakamlar; güneşin hareketlerine ve aydınlığın şiddetine göre değişim gösterdiği uçlardır.

Bu durumda gece vakti, (2 ve 4). uçların altında kalan zamandır. Mevsimlere göre uzar veya kısalır.

Gecenin ışığın şiddetine göre tanımıysa; Fecr+Zulumat+Işa’dır.

 

KUR’ANDA ZULUMAT KAVRAMI:

Leyl, Arapça gece demektir.

“ZULUMAT”; gecenin EN KARANLIK zaman aralığıdır.

Hatta elinize baktığınızda, kendi elinizi bile göremeyeceğiniz kadar fiziki ve zifiri karanlıktır.

Yani (1 ve 5). uçların arasında kalan kısımdır.

Bu tanım bana ait değil, RABBİN TANIMIDIR.

İşte ayetleri;

Nur-40:” Veya derin bir denizdeki KARANLIKLAR gibidir ki onu dalga üstüne dalga kuşatır; üzerinde de bir bulut, birbiri üstüne karanlıklar. Elini çıkarsa, NEREDEYSE ONU BİLE GÖREMEZ.…”

Yasin-37: “Gece onlar için bir ayettir. Ondan gündüzü çekip alırız da KARANLIKTA kalırlar.”

Yukarıdaki  ve bir çok ayette “zulumat” aynı ve gerçek anlamında, Maide-6 ve Enam-39. gibi ayetlerdeyse mecaz anlamında kullanılmıştır.

Ama zulumatı tam olarak tanımlayan Nur-40. ayet, tek başına son noktayı koymaya fazlasıyla yeterlidir.

Zulumat; kendi elinizi bile göremeyeceğiniz kadar gecenin en koyu karanlığıdır.

Arapça sözlüklerde bu koyu karanlık “Ğasakul Leyl” olarak tanımlanır ki, bunun hata olduğunu aşağıda ispatlamış olacağız.

 

KUR’ANDA ĞASAKUL LEYL=IŞA BAŞLANGICI KAVRAMI:

Lokman-29:” Görmez misin Allah, geceyi gündüzün İÇİNE sokar, gündüzü de gecenin İÇİNE sokar….” veya,

Fatır-13:” Allah, geceyi gündüzün İÇİNE sokar, gündüzü de gecenin İÇİNE sokar…”

Ayetlerden anlaşılacağı üzere, gece ve gündüz ANİDEN DEĞİŞMEZ.

Arada kısa bir geçiş zamanı vardır.

Bu geçiş zamanına ne gündüz ne gece denebilir.

Bunlar, Türkçe’de ALACAKARANLIK dediğimiz zamanlardır.

Güneşin doğmasından önceki alacakaranlığa FECR;

Güneşin batmasından sonraki alacakaranlığa IŞA denir.

Gece kavramını güneşin hareketine göre tanımlarsak; Güneşin görülmez olduğu anda başlar(4.uç); güneşin görülmeye başladığı anda biter(2.uç).

Şu andan itibaren dikkatinizi önemle talep ediyoruz;

Gece kavramını aydınlığın şiddetine göre tanımlarsak; FECR+ZULUMAT+İŞA olur.

Fecr ve İşa, güneşin hareketine göre gece tanımı içinde yer alırlar.

Dolayısıyla bu 3 vakit için ayrı ayrı “KARANLIKTAN” bahsedilirken, bu vakitlerde “KARANLIKLARIN ŞİDDETLERİ” da farklıdır.

Şimdi namaz kıl emri veren ayeti inceleyelim;

Birçok mealde akşam namazının vakti olarak bu ayet delil gösterilir;

İsra-78:Güneş’in batmasından gecenin karanlığı bastırıncaya kadar namazı kıl…” olarak çevrilir.

Hataları leyl’i, sadece zulumat evresi olarak kabul etmeleridir.

Böyle anlayınca “gecenin karanlığının bastırmasını”,  (5). uç olarak kabul ederler.

Bu uç aynı zamanda işa yani akşam namazının da çıkışı olduğundan; ayette bahsedilen namazın akşam namazı olması gerektiğini düşünüp  “dulukul şems” ifadesini mecburen “güneşin batması” olarak meal edip akşam namazının girişini bulmuş olurlar.

Yaptıkları mealin hatalı olduğuna delilimiz aşağıdaki ayettir;

Felak-3: “Çöktüğü zaman karanlığınغَاسِقٍ) şerrinden”

Bu ayette Allah sadece ğasak’ın şerrinden bahsetmiştir.

Allah sadece ğasak (karanlık) diyerek; fecr, zulumat ve işa’nın içinde bulunan tüm karanlıkların ve bunların içinde barındırdığı şerlerden kendisine sığınılması gerektiğini bizlere açıklamıştır.

Bu durumda İsra-78. ayetteki “Ğasakul Leyl”, kim için söz konusu imiş, ayrı ayrı inceleyelim;

Ğasak’ın anlamlarından biri kararmaktır.

1- Fecirde; gecenin içine gündüzün girmesiyle karanlığın aydınlanması söz konusu olduğundan; ğasakul fecr (fecrin kararmasından) bahsedilemez. Artık kararmadan değil, yavaş yavaş  gecenin aydınlanmadan bahsedilir

Bu nedenle ğasak, fecr için kullanılmaz.

2- Zulumat; gecenin zifiri karanlık olması ve artık kararması mümkün olmadığı için; ğasakul zulumat (zulumatın kararmasından) bahsedilemez.

Bu nedenle ğasak, zulumat için de kullanılmaz.

3- İşa; güneşin batmasıyla gece başlar. Gecenin ilk kısmı işadır. Gecenin gündüzün içine girmesiyle yavaş yavaş karanlık oluştuğu için ğasak (kararma), ancak ışa için söz konusu olabilir (işanın kararması)

Oysa doğru meal;

İsra-78:“Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına (غَسَقِ الَّيْلِ) kadar namazı kıl…”

Ğasakul leyl(gecenin kararması), işa’nın oluşmaya başlaması anıdır(4) ve sadece işanın çıkışında(5) biter.

Bittiği yerde zulumat başlar. Zulumatta ise sadece zifiri karanlık vardır.

Ve bu vakit akşam namazının değil, orta namazın giriş ve çıkış vaktidir. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments