“ALLAH BENİ SAPTIRDI” veya “ALLAH NEDEN SAPTIRIR Kİ”
Şeklindeki klasik kaderci, ateist, deist ve diğerlerine cevabımız;
Saff-5:“….Ne zaman ki ONLAR EĞRİLDİLER, Allah da onların KALPLERİNİ EĞRİLTTİ….”ayetidir.
Yani; ÖNCE İNSAN SAPAR, pişmanlık yaşamaz, ikazlara kör ve hatalarında ısrarcı olduğunda tevbe kapılarını kendi kilitlermiş.
“Peki önce biz saptik diyelim. Kalplerimizi neden mühürlüyor? Belki zamanla tekrar doğru yolu bulacaktık. Kalplerimizi Allah mühürlerse doğru yolu bulma ihtimalimiz yok oluyor. Ona rağmen doğru yolu bulacak halimiz yok. Bu mantıklı mı sizce?” sorusu üzerine açıklamamız;
Sapan kişi sapmışlığından elbette dönebilir. Ama kişinin kendisi dahi bu sapkınlığından dönüp-dönmeyeceğini bilemez. Çünkü kendini, zaten sapmış olarak görmez.
Fakat yaratıcı olan Allah’ın bunu bilmemesi mümkün değildir.
Nitekim;
Enam-27: “Onların, ateşin karşısında durdurulduklarında: “Keşke geri döndürülsek de Rabb’imizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak.” dediklerini bir görsen.”
Ayetiyle pişmanlıklarını söyleyeceklerini bildiği gibi,
Enam-28:“…Eğer GERİ DÖNDÜRÜLSELER, kendilerine YASAK EDİLEN ŞEYLERİ YAPMAYA GERİ DÖNERLER. Elbette onlar YALANCIDIRLAR.”
Diyerek elbette yine gelecekte ne yapacaklarını bilmektedir.
Eğer ki kişi Allah’ın zalim olduğu düşüncesine sahipse, bu ayetleri görmezden gelir ve görmezden gelmek anlamına gelen kafir sıfatına sahip olur.
Ama kişi bu ayetleri görürse, sapmış olanlardan SADECE GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ve YALANCILARIN Allah tarafından saptırıldığını veya kalplerinin mühürlendiğini idrak eder.