BAKARA-234 VE BAKARA-240. AYETLERDEKİ ÜÇLÜ MEAL HATASI

 Bakara-234:

“…وَالَّذ۪ينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنْكُمْ وَيَذَرُونَ اَزْوَاجًا يَتَرَبَّصْنَ بِاَنْفُسِهِنَّ اَرْبَعَةَ اَشْهُرٍ وَعَشْرًاۚ

“İçinizden ölen erkeklerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler…..”

Bakara-240:         “…وَالَّذ۪ينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنْكُمْ وَيَذَرُونَ اَزْوَاجًاۚ وَصِيَّةً لِاَزْوَاجِهِمْ مَتَاعًا اِلَى الْحَوْلِ غَيْرَ اِخْرَاجٍۚ”

“İçinizden ölüp geriye dul eşler bırakan erkekler, eşleri için, evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler.

Yukardaki ayetler hem diyanet hem de diğer meallerde bu ve buna benzer şekilde meal edilmiştir.

Gürkan Engin beyin videosunda bahsettiği gibi, her iki ayetin ilk 5 kelimesi aynıdır ve isim tamlamasıdır.

234. ayette isim tamlaması içinden özne; “kadın eşler” olarak kabul edilmişken, 240. ayette aynı isim tamlaması içinden özne; “erkekler” olarak çevrilmiştir.

Gramer hatalarıyla çevrilen bu ayetlerde, özneler bu şekilde kabul edilmezse ayetlerin meali tamamen saçma anlamlar kazanır. Şimdi inceleyelim;

Her iki özneyi “(kadın) eşler” olarak kabul edersek;

234. ayetin meali gayet anlamlı olup;

“İçinizden ölen erkeklerin geride bıraktıkları (kadın) eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler, olur.

240. ayetin meali;

“İçinizden ölüp geriye dul eşler bırakan (kadın) eşler, erkeklerin eşleri için, evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler.”, anlamı oluşur.

Peki ölmüş erkeklerin kadın eşleri, erkeklerin hangi eşleri için vasiyet edebilir?

Her iki özneyi “erkekler” olarak kabul edersek;;

234. ayetin meali gayet saçma olup;

“İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları erkekler, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler”, olur.

Zaten ölmüş erkeğin iddet beklemesinden söz etmek bile kelime israfıdır.

240. ayetin meali gayet anlamlı olup;

“İçinizden ölüp geriye eşler bırakan erkekler,  geriye kalan eşleri için, evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler, anlamı oluşur.

Tekrar soralım peki ölmüş erkek, öldükten sonra nasıl vasiyet edebilir?

Özetle her iki özne seçiminde de 2 ayete aynı anda doğru meal verilememektedir.

Gürkan Engin bey bu anlamsızlığı gidermek için 234. ayeti, boşanmayla ilgili önceki ayetin devamı olduğunu kabul ederek vefat kelimesinin “ölümden” değil, boşanmaktan bahsettiğini kabul etmektedir.

233. ayet doğrudan boşanmaktan değil, boşanmış kadın ve kadının çocuğunun geçinmesinden, ihtiyaçlarının karşılanmasından bahsetmektedir.

Devamı olan 234. ayette de kocası ölmüş kadının geçiminden bahsedilmektedir.

Yani 233. ve 234. ayetler arasındaki ilişki, boşanma değil bir şekilde dul kalmış kadının nasıl geçineceği ilişkisidir.

Ayet boşanmakla ilişkilendirildiğinde; hem ölen kişinin vasiyet etmesi gibi saçmalıklar hem de isim tamlaması içinden seçilen özne farklılıkları ortadan kalkmaktadır.

Bu tevil; ayetlerin meallerini kurtarıyor olsa da ilgili ayetler boşanma konusunun devamı değildir.

“Vefat” kelimesi(وفي) kökünden türemiştir. Bu kökten türeyen kelimeler Kur’anda 66 kez kullanılmıştır.

“Vefat” kelimesi de Kur’anda kullanılmış fakat hiçbir ayette boşanmak veya boşanmayı işaret eden bir anlamda kullanılmamıştır.

Dolayısıyla boşanmayla ilişkilendirmek hatalı olur.

Aksine ayetlerin mevt (ölüm) ile ilgili olduğuna dair güçlü delillerimiz mevcuttur.

Delillerimizden biri “vasiyet” kelimesidir.

Tüm meallerde yapılan ortak ve en önemli hata;

240. ayetin içerisinde geçen وَصِيَّةً(vasiyet)”  kelimesinde yapılmaktadır.

Vasiyet kelimesi (وصي) kökünden türemiş ve Kur’anda bu kökten türeyen kelimeleri içeren 32 kullanım mevcuttur.

Bu kullanımlar arasında; ölüm öncesi insanların yaptığı vasiyetlerinden bahsettiği gibi, Allah’ın vasiyet etmesinden de bahsetmektedir.

Fakat hiçbirinde, yine boşanmak ve boşanmayı işaret eden anlam bulunmamaktadır.

Bu kelime, mevt (ölüm) ile ilişkili bir kelimedir.

En önemli sorun; وَصِيَّةً(vasiyet)” kelimesi 240. ayette isim olarak kullanılmasına rağmen, neredeyse tüm meallerde fiil olarak meal edilmesidir.

Bir ismi fiil formuna sokarsanız, mutlaka o fiili yapan faili de bulmanız gerekir.

240. ayet geri döndüğümüzde;

Fiilleştirilmiş vasiyet kelimesinin sahibi; özneler doğru seçilmiş olsa bile “ölen kişi” olur ki bu saçmalık üzerine konuşmak zaman israfıdır.

Oysa iki gramer hatasını düzeltmekle tüm meal hataları yok olur;

1. Düzeltme; isim olan vasiyet kelimesini, fiil yapmadan yine isim olarak meal etmektir.

2. Düzeltme; isim tamlaması içindeki özneyi, devamı olan kelimelerin içindeki zamirlerden ayırt etmektir.

Şimdi doğru meallere bakalım;

Bakara-234: “İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine 4 ay 10 gün (iddet) beklerler…..”

Kendi kendilerine anlamına gelen (بِاَنْفُسِهِنَّ) kelimesindeki (هِنَّ) zamiri, dişi zamiridir ve isim tamlaması içindeki “eşler” kelimesi, bu durumda kadınları kasteder.

Peki hangi kadınlar, dört ay on gün bekler? diye sorsak; cevap ayetin başındaki isim tamlamasının içinde olup kocası ölmüş kadınlardır.

Bakara-234. ayetin boşanmış kadınlardan bahsedemeyeceğini delillerimizle izah ettik. Ama en güçlü delil ayetimiz ise “boşanmış kadınların bekleme sürelerini” bildiren ayettir;

Bakara-228: “Boşanmış kadınlar, kendi kendilerine 3 adet hali beklerler….”

Kur’anda çelişki yoktur ve aynı durum için, Allah 2 farklı hüküm vermez.

Bakara-234; kocası öldüğü için dul kalan kadınların bekleme süresini bildirir.

Bakara-228: boşandığı için dul kalan kadınların bekleme süresini bildirir.

Bakara-240: “İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri. Eşleri (لِاَزْوَاجِهِمْ) için, çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanması bir vasiyettir. Eğer çıkarlarsa, kendileri haklarında maruftan yaptıkları şeylerden size bir günah  yoktur. Allah Aziz ve Hakimdir (Hüküm verendir).

“Erkeklerin eşleri anlamına gelen (لِاَزْوَاجِهِمْ) kelimesindeki (هِمْ) zamiri, eril zamirdir ve isim tamlaması içindeki “eşler” kelimesi, bu durumda yine kadınları kasteder.

Bu ayette, Allah’ın kadınlar için bir vasiyeti vardır.

Peki Allah’ın vasiyeti, hangi kadınlar içindir? diye sorsak; cevap ayetin başındaki isim tamlamasının içinde olup kocası ölmüş kadınlardır.

Bu durumda her iki ayetin öznesi; ölen erkeklerin geride bıraktıkları kadın eşlerdir.

Ayrıcaوَصِيَّةً(vasiyet)” kelimesini ayetteki gibi, isim olarak kullandığımızda vasiyet edenin; ölen erkek değil Allah olduğunu görürüz.

Bu vasiyete göre; erkek öldükten sonra dul kadın eşini evinden çıkartmak isteyen ve onun 1 yıla kadar geçimine mani olmak isteyen herkes bu ayetin muhatabıdır.

Bu kimseler; kayınvalide, kayınpeder, kayın birader, görümce vb.. ayrıca ilgili başka kimseler de olabilir.

Allah, dul kalan kadın eşe önemli bir hak tanımıştır.

Bu vasiyetin (hükmün) Allah’a ait olduğu;

  • Dul kalmış kadın kendiliğinden evden ayrılma kararı verirse, diğerlerine bir günah olmayacağı hükmünün verilmesi,
  • Ve ayetin sonunda yer alan Allah’ın Hüküm verici olduğu vurgusuyla netleşmektedir.

Bu ayet; durum bildiren bir ayet değil, hüküm bildiren bir ayettir.

Özetle Allah; erkeğin ailesi ve yakın çevresine dul kalan kadını muhafaza emri vererek onu zor duruma düşürmekten men ederken, kadına seçim hakkı tanımıştır.

Kadının kendi iradesiyle yaptığı ayrılma seçimininse diğerlerine günah yüklemeyeceğini hükme bağlanmıştır.

Peki Allah vasiyet eder mi? Elbette  vasiyet eder.

Vasiyet kelimesinin kökü olan (وصي); bir kimseyi, bir şeyi birinin sorumluluğuna, gözetimine bırakmak, tavsiye etmek, vasiyet etmek, salık vermek, talep etmek, bir şeyin yapılmasını dilemek, emretmek, görevlendirmek gibi anlamlara sahiptir.

Kur’anda Allah vasiyet etmiştir. Vasiyet ettiği ayetlere bazı örneklerse;

Nisa-11; Nisa-131; Enam-144; Enam-151; Enam-152; Enam-153; Meryem-31; Ankaebut-8; Lokman-14; Şura-13; Ahkaf-15. ayetlerdir..

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments