Geleneksel öğretiler tarafından çarpıtılmış bir ayetin üzerinde daha durmayı istiyoruz.
İddiaları şudur ki; Ahzab-21. ayette konu edilen “Üsvetün Hasene”, Muhammed nebinin sünnetidir.
Ahzab-21:“Şüphesiz ki Allah’ın Elçisinde sizin için, Allah’a ve ahiret gününe (kavuşmayı) umanlar ve Allah’ı çok hatırlayanlar için güzel bir örnek vardır.”
Bu ayetin Muhammed nebinin sünneti olduğunu iddia edenler, aşağıdaki ayetleri de dikkate almalıdır.
Mümtehine-4:“İbrahim’de ve onunla birlikte olanlarda sizin için elbette güzel bir örnek vardır…”
Mümtehine-6:“Andolsun onlarda (İbrahim ve beraberindekilerde) sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşacağına uman kimseler için güzel bir örnek vardır…”
Dikkat çekmek istediğim husus; “Üsvetün Hasene”nin sadece Muhammed nebi için değil sadece İbrahim nebi için de değil, İbrahim nebi ile birlikte olanlar için de geçerli olduğudur.
Tekrar edelim; üsvetün hasene nebi olmayan kimseler için de söz konusudur.
Eğer Ahzab-21. ayet rivayetleri kast ediyorsa, bahsettiğimiz sonraki ayetlerde de aynı şeyleri kast ediyor olmalıdır.
O halde İbrahim nebinin rivayetleri nerededir?, sorusu doğru bir sorudur.
Elbette İbrahim nebiye ait rivayetler olmadığı gibi onunla birlikte olanlara yani nebi olmayanlara ait rivayetler de yoktur.
Zaten nebi olmayanların sünnetinden bahsetmek, gelenekselciler için bile söz konusu değildir.
Peki “nebi olmayanların sünneti” gibi önemli bir çelişki nasıl izah edilir?
Tabiki izah edilemez ve “Üsvetün Hasene” söz konusu olduğunda, İbrahim nebi ön plana çıkartılarak yanında bulunan fakat nebi olmayanlar itinayla gözden uzaklaştırılır.
Peki Allah, aslında olmayan bir şeyi bizlere emreder mi?
Elbette emretmesi mümkün değildir.
O halde, Kur’andan anlıyoruz ki “Üsvetün Hasene” yani güzel örnekten kastedilen şey; herhangi bir nebiye ait ve sonradan yazıya geçirilmiş hadisler, rivayetler, davranışlar değil yani sünnet değil, Kur’anda bahsedilen nebiler ve beraberindekilerin yine Kur’anda anlatılan örnekleridir.
Örneğin;
Mümtehine-4: “İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için elbette güzel bir örnek vardır. Onlar kaimlerine şöyle demişlerdi: “Biz, sizden ve sizin Allah’ın yanı sıra taptığınız şeylerden kesinlikle uzağız. Biz, sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli/ebedi bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Ancak İbrahim’in babasına: “Allah’tan olacak olana gücüm yetmez, fakat senin için bağışlanma dileyeceğim” sözü hariç. Rabb’imiz! Yalnız Sana dayandık, yalnız Sana yöneldik. Ve dönüş yalnızca Sana’dır.”
İlgili ayetten bizim için var olan “Üsvetün Hasene” ye ait bazı örnekler;
1-İnanan kimse, Allah’tan başka tapılan hiçbir şeye iman edemez.
2-İnanan kimse, Allah’tan başka şeylere tapanlarla imanı açıdan kesenlikle uzaktır.
3-İnanan kimse, onlar Kur’anda tanıtılan tek Allah’a inanıncaya kadar her zaman uyanık ve dikkatli olmalıdır. Aralarında samimi sevgi ve muhabbet oluşamaz.
4-İnanan kimse, inanmayan kimse sağken onun bağışlanmasını hak edecek bir dönüş gerçekleştirmesine yönelik olarak dua yapabilir.
5-İnanan kimse, inanmayan kişi öldükten sonra Rabden göreceği karşılık için yapabileceği hiçbir şey olmayacağını bilir.
6-İnanan kimse, müşrik olarak ölen kişi için bağışlanma dileyemez.
7-İnanan kimse, yalnız Allah’a dayanır.
8-İnanan kimse, yalnız Allah’a yönelir ve ister.
9-İnanan kimse, dönüşün mutlaka Allah’a olacağını bilir.