(ال) el takısının okunuşu hakkında kısa bilgi verelim. Eğer;
- Kameri harfle başlayan bir kelimenin önüne gelirse “el” olarak okunur, örneğin; القلمُ kelimesi el kalemu..
- Şemsi harfle başlayan bir kelimenin önüne gelirse “l” okunmaz ve ilk harf şeddelenerek okunur, örneğin; اَلشَّـمْسُ kelimesi eş-şemsu..
Bazı lehçelerde ve hatta bazı hadislerde “elif ve lam” ile değil “elif ve mim” şeklinde yer aldığı da bilinmektedir.
Bu takı hakkında ilk ve neredeyse tek öğretilen şey onun İngilizce “The” görevi yaptığıdır. Oysa her el takısı özel bir ismi nitelemez. Temelde isimlerin önüne, bazı durumlarda vezin gereği olarak fiillere ve zarflara gelebilen bu takı bazen de seslerin önüne gelmiştir.
(ال) el takısı temel işlev bakımından “tarif (belirleme)”, “mevsul (bağlaç)” ve “zait” olmak üzere üç türdür. Ancak bu üç türün alt kısımları göz önüne alındığında 15 kadar çeşit ortaya çıkmaktadır.
15 kadar farklı kullanım tipiyle bu takı, kelimelerin anlamları yanında biçimlerinde ve okunuşlarında değişikliğe yol açmaktadır. Bu takının metinlerdeki konumunun net belirlenmemesi, yüzyıllar öncesinde bile dil bilimciler arasında tartışmalara ve hatalı meallere neden olmuştur.
(ال) el takısı bir kelimenin anlamını tümden değiştirebildiği gibi bir grubun her bir üyesini tek tek işaret eden görevi vardır. Bu görevine “İstiğrakü‘l-efrad” denir. Hemen açıklayalım;
İstiğrakü‘l-efrad: Bir cinsin bütün fertlerini tek tek içine alan bir belirlemedir. Bu belirlemeden, fertlerin bazısına işaret eden başka bir delil bulunmadıkça fertlerin tümünü kapsayan bir belirleme anlaşılır. Buradaki istiğirak, bir cinsin kendisinin belirlenmesi anlamında değildir. Bu kelimelerdeki “el takısı” kaldırılsa ve yerine “bütün” veya “her” anlamına gelen ” كُلُّ(kullu)” kelimesi konsa anlam bozulmaz. Ancak buradaki belirlilik sadece lafızda olan bir belirliliktir. Bu tür kelimeler gerçekte belirsizdir. Zira “kullu” kelimesinden sonra gelen kelime belirsiz bir kelimedir. Örnek verelim;
1- El-insanu mukeffir= İnsan düşünendir. (El takısını aldığı için bazı veya bilinen insanları kastetmez.) Not: El yerine kullu yazdığımızda anlam bozulmaz. Kullu insanin müfekkir= Her insan düşünendir. (İnsanların her bir ferdinin düşündüğünü açıklar.)
2- Asr-2; İnne-l-insâne lefî ḣusr(in)= Gerçekten insan hüsrandadır. (El takısını aldığı için bazı veya bilinen insanları kastetmez.) Not: El yerine kullu yazdığımızda anlam bozulmaz. İnne kullu insânin lefî ḣusr(in)= Her insan hüsrandadır. (İnsanların her bir ferdinin hüsran da olduğunu açıklar.)
3-İnşirah-5; 5: Fe-inne me’a-l’usri yusrâ(n)= Zira zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. Not: El yerine kullu yazdığımızda anlam bozulmaz. 5: Fe-inne me’a kullu usrin yusrâ(n)=Zira her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.
Zorluk isminin başında el takısı olması; onun bilinen bir zorluk olduğu değil “her zorluk” olduğu anlamını verir. Dikkat ederseniz kolaylık kelimesinin başında el takısı yoktur. Bu nedenle “bir kolaylık” anlamı kazanır.
Eğer kolaylık kelimesi el takısı almış olsaydı, ya bilinen bir kolaylığı ya da “her kolaylık” anlamı doğardı ki iki şekilde de anlamsız bir cümle oluşurdu.
Şimdi nas ile insan arasındaki ilişkiyi Kur’andan inceleyelim;
+: Kelimenin son harfinin üstündeki hareke değişikliğini ifade eder.
KELİME | TEKİL | ÇOĞUL | EL TAKISI ALMIŞ | NOT |
إِنْس (ins+) | إِنْس=insan | اُنَاسٌ(unasu): insanlar اَنَاسِىٌّ(enasiyye): insanlar اِنْسِيًّاۚ(insiyya): insanlar | الْاِنْسِ(el-ins)=insan türü veya her bir insan | اِنْسَنٍ=إِنْس=insan (ins=insan) |
اِنْسَنٍ (insan+) | اِنْسَنٍ=insan | اِنْسَنٍ(insanin)=insanlar | الْاِنْسَنُ(el-insan)=insan türü veya her bir insan | Tekil ve çoğul aynıdır. |
نَاسٌ (nas+) | —- | نَاسٌ(nas)=insanlar | النَّاسِۙ(en-nas)=insan türü veya her bir insan |
nas; اُنَاسٌ(unasu)nun kısaltılmışıdır. |
اِنْسِىٌّ | —- | —- | —- | İnsan ırkına ait, insani |
Gördüğünüz üzere nas, insanın çoğulu insanlar demektir.