MAKUL RİBA HELALDİR FAKAT “KATLI RİBA” HARAMDIR

Hem riba hem faiz Arapça kelimedir.

Eş anlamlı olmayan kelimelerin meal edilirken, birbiri yerine kullanılması son derece hatalıdır.

Meallere baktığınızda tüm riba ayetleri faiz olarak meal edilmiştir. Önce kelimelerin anlamlarına bakalım;

RİBA:

(رَبَا) kelimesinin (ر ب و) kök harfleri; (mal) artmak veya çoğalmak, yükselmek anlamlarına sahiptir.

Riba; aynı nitelikli 2 malın farklı miktarda, bir vade sonunda değiş-tokuşundan (mübadele) elde edilen fazlalıktır.

Riba kelimesinin geçtiği ayetler; Bakara-275-276-278,279,280, Ali İmran-130, Nisa-161, Rum-39. ayetleridir.

FAİZ;

Kelimesi, faid (فائض) sözcüğünden gelmektedir ve “artık, artan, taşıp dökülen, fazla” anlamına sahiptir.

Faid kelimesinin (ف ي ض) kök harfleri; büyük miktarda olmak ve vadi kenarının üzerinden akmak, dolup taşmak, (bir şey) çok, bol, bir yığın olmak, (haber) yayılmak gibi anlamlara sahiptir.

Faid kelimesinin geçtiği ayetler; Bakara-198-199. ayetlerde “akın etmek”, Maide-83. ayette “taşmak”, Araf-50. ayette “aktarmak”, Tevbe-92. ayette “akıtmak”, Yunus-61. ve Nur-14. ayetlerde “dalmak”, Ahkaf-8. ayette “taşkınlık yapmak” anlamlarında kullanılmıştır.

Gördüğünüz üzere hiçbir ayette faizin türediği faid kelimesi, ticaretle, mübadeleyle veya riba ile birlikte veya ilişkili olarak kullanılmamıştır.

Arapça faiz kelimesinin dilimize girmiş olması; olsa olsa “artan, fazla” gibi anlamlarından dolayı olmalıdır.

Kur’anda faiz; alış-veriş ve riba dışındaki konularda fazlalık vb anlamlarda kullanılırken;

Kur’anda riba; mübadele konusunda fazlalık anlamında kullanılmıştır.

KUR’ANDA HER KAVRAMIN TANIMI YAPILMAZ;

Kur’anda her kavramın tanımı yapılmaz. Örneğin hırsızdan bahsederken hırsızlığın ne olduğu, zinacı derken zinanın ne olduğu, adalet derken adaletin ne olduğu Kur’anda tanımlanmaz. Yani Kur’an muhatabının bildiği malumu tekrar etmez. Riba da bu kavramlardan biridir.

Bu nedenle her birimizin ribaya ne anlam verdiği veya anladığından önce o dönemde ribanın ne olduğunu bilmemiz, ribanın sınırını genişletmemize veya darlaştırmamıza engel olur.

Ribanın sınırlarını genişletmek; mübadeleyi örneğin borç alış-verişini yapılamaz hale getirirken, helali harama dönüştürmeye neden olur.

O DÖNEMDE “RİBA VE KATLI RİBANIN” ELDE EDİLİŞİ VE SONUÇLARIYLA RİBAYI TANIYALIM:

  1. Aynı nitelikli 2 malın değiş-tokuşundan doğan bir eylemdir.
  2. Borçlu, ribacıya mecbur kalmıştır ve borcunu ödeyemediğinde başına gelecekleri bilir.
  3. Borçlu ve ribacı, borcun vadesinde ve geri ödenecek fazlalıkta (ribada) birlikte anlaşırlar.
  4. Fakat borçlu vade bitiminde borcunu ödeyemezse, ana borcun üzerine ödenecek yeni fazlalık (kat kat artırılmış riba), sadece ribacı tarafından belirlenir. Borçlunun bu yeni ekleneceklere itiraz etme hakkı yoktur.
  5. Bu yeni fazlalık; makul, bir standardı olan ve önceden belirlenmiş bir oran değil, ribacının keyfine kalmış ve sonunda borcun katlarını aşacak miktarlarda olur.
  6. Her yeni vade sonunda borç, ödenemez hale gelir.
  7. Nihayetinde ribacı; borçlunun varsa malına mülküne el koyar; borçlu ve ailesini isterse kendine köle yapar.

Ve o dönemdeki köleliğin öne çıkan başlıca 2 nedeni; savaşta esir düşmek ve ödenemeyen ana borç ve kat kat riba yüzünden özgürlüğünü kaybetmekti.

Yani makul dışı riba; süreç ve sonuç olarak ciddi toplumsal sorunlara neden olan kuralsız, denetimsiz ve kat kat kazançtı. Özetle o dönemde;

Haram riba(kat kat fazlalık); ister ilk borçlanmada ister borcu ödeyememe durumunda, borç verenin istediği makul dışı fazlalıktır. Makul dışı fazlalık, katlı riba olarak yapılandır.

Bu tür katlı riba alan kimsenin yaptığı işin karşılığı günümüzde “tefecilik” olup hukukumuzda suç olarak tanımlanmış, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile yaptırım altına alınmıştır.

Bir eylemin riba olması için, ribaya ait tüm özellikleri aynı anda taşıması gerekir.

Ribaya ait sadece bir özelliği başka bir eylemde gördüğünüzde, o fiili riba olarak yorumlamak ribanın sınırlarını genişletmeye neden olur.

Misal kat kat ribaya ait bazı özellik ve sonuçları; haksız fazlalık, haksız kazanç, mala ey koyma, özgürlüğü kaybetmedir.

Sadece fazlalık (faiz), kat kat riba değildir: Faiz artan, fazla demek olduğundan; her ribada fazlalık vardır ama her fazlalık kat kat riba değildir.

Örneğin; kişiye borç verdiniz. Vade bitiminde birlikte rıza ile kararlaştırdığınız fazlalığı aldınız. Ama bu fazlalık kat kat riba değildir. Tam aksine malınızın olası değer kaybının veya vazgeçtiğiniz karın olası ederini almış olursunuz.

Sadece haksız kazanç, kat kat riba için yeterli değildir: Oysa her kat kat riba haksız kazançtır. 

Örneğin; aynı tarlayı 2 kişiye sattınız. Bu durumda 2. satıştan aldığınız para haksız kazançtır. Ama bu suçun adı kat kat riba değil dolandırıcılıktır.

Sadece borçlunun malına el koyma, kat kat riba değildir: Her kat kat ribada borçlunun varsa malına el konur ama her mala el koyma ile sonuçlanan eylem kat kat ribanın sonucu değildir.

Örneğin; kişiden borç aldınız. Fakat bir nedenle borcu ödeyemediniz. Alacaklı hukuk kanalıyla hakkınızda haciz işlemi başlatması ve mallarınıza devlet gücüyle el konulması kat kat riba değil, alacaklının hakkının korunması adına hukukun gereğidir. Borçlunun hakkı kadar alacaklının da hakkını korumak vazgeçilmezdir.

Sadece borçlunun özgürlüğünü kaybetmesi, kat kat riba değildir: Her kat kat ribacı borçlunun özgürlüğüne el koyabilir ama her özgürlüğe el koyma ile sonuçlanan eylem, kat kat ribanın sonucu değildir.

Örneğin; kişiden yüklü miktarda borç aldınız. Fakat bir nedenle borcu ödeyemediniz. Alacaklı hukuk kanalına müracaat etti ve borcunuzu yeniden yapılandırdınız. Yine ödeme yapmamanız durumunda, alacağınız tazyik hapis cezası kat kat ribanın sonucu değildir.

Gördüğünüz üzere örneklerini verdiğimiz ve her biri kat kat ribaya ait olan özelliklerin ancak hepsi bir arada bulunduğunda kat kat ribanın şartları oluşmuş olur.

Be’y (alış-veriş) ise; farklı nitelikli 2 malın değiş-tokuşuna denir. Peşin olabileceği gibi vadeli de olabilir. Alış-veriş yapan kişi, o satıcıya mecbur değildir. İsterse satın almama iradesini gösterebilir.

Fakat müşterinin ihtiyacı olan malın azlığı nedeniyle fahiş fiyatla satılması, nesneler farklı tür olduğundan kat kat riba değil, haksız kazançtır. Ve tekrar edelim, her haksız kazanç kat kat riba değildir.

RİBA AYETLERİNİ KUR’ANDAN İNCELEYELİM;

Ali İmran-130. ayet muhkem ayettir. Diğer ayetler, bu ayet ışığında değerlendirilmelidir.

Ali İmran-130: “Ey iman edenler! Kat kat(اَضْعَافًا) arttırılmış(مُضَاعَفَةًۖ) riba yemeyin. Allah’a karşı takva sahibi olun. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.”

Ayet, helal ribayı(fazlalık) değil, kat kat artırılmış haram ribayı(fazlalık) yemekten men eder.

Allah’ın bu ayette “riba yemeyin”  diyebilecekken, Allah’ın “kat kat artırılmış riba yemeyin” vurgusu nedensiz değildir.

Haram riba(kat kat fazlalık); ister ilk borçlanmada ister borcu ödeyememe durumunda, borç verenin istediği makul dışı fazlalıktır ki bu kat kat artırılmış orandır.

Helal riba(fazlalık); ister ilk borçlanmada ister borcu ödeyememe durumunda, borç verenin istediği makul fazlalıktır.

Burada önemli detay; makul fazlalıktır. 

O halde makulun dışında olan ve “Ribadan geriye kalan kat kat fazlalık” olan kısmı haramdır. 

Ribanın bu kısmı; borçlunun mağduriyetini istismar edip, haksız ve fazla kazanç elde edildiği için haramdır.

Bu iddiama delilim, Bakara-278. ayettir.

BAKARA-278:

Bakara-278: “Ey iman edenler! Allah’a karşı takvalı olun. Eğer müminseniz, ribadan geriye kalanı terk edin. (وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبٰٓوا)

Bu ayeti doğru anlamanın yolu, riba kelimesi yerine Türkçe anlamını yazmak kadar basit bir metottur. Riba kelimesinin anlamı fazlalık demektir. Türkçesini ayete yazdığımızda;

Bakara-278: “Ey iman edenler! Allah’a karşı takvalı olun. Eğer müminseniz, fazlalıktan geriye kalanı terk edin” olur.

Bu ayet, yüzyıllardır hatalı mealleri alt üst eden devrim niteliğindeki ayettir. Riba kelimesi yerine Türkçesini koyduğumda ayetin mesajı güneş gibi ortaya çıkmaktadır;

Allah; “ribayı(fazlalığı) terk edin” dememiştir. Böyle demiş olsaydı, helal olan ribadan da vazgeçilmiş olacaktı.

Bilinenin tam aksine “fazlalıktan geriye kalanı terk edin” demiştir. Geriye kalansa kat kat artırılan kısmıdır.

Allah mübadelede bir miktar fazlalığa izin vermiş fakat bu fazlalığın katlı olmasına izin vermemiş ve terk edin demiştir.

Bakara-278. ayet; açıkça ribanın(fazlalığın) 2 kısımdan oluştuğunu açıklamıştır:

  1. Makul fazlalığın kabul edildiği kısmı; malın değerini korumak için alınandır.
  2. Kat kat fazlalıktan vazgeçildiği kısmı; ister ilk borç vermede ister borcun ödenememe durumunda sonradan kat kat eklenendir.

Bu ayetin meali yapılırken; mevcut riba alacaklarınızın tümünden vazgeçin şeklinde yapılmış mealler, makul ribanın da haram olduğu inancıyla yorumlandığından, ayette olmayan buna benzer anlamlar verilmiştir.

Oysa Allah ribayı değil, ribanın “kat kat” artırarak ölçünün kaçırılmasını haram etmiştir.

BAKARA-275:

Bakara-275: “… Oysa Allah, alışverişi helal, ribayı haram kılmıştır…”

Peki Bakara-275. ayeti nasıl değerlendireceğiz, diyecek olursanız;

Cevabım Bakara-275. ayeti muhkem ayet olmadan okunduğunuzda; mübadelede Allah’ın, borçlunun hakkını koruduğunu ama alacaklının verdiklerinin değer kaybını dikkate almayan bir hüküm verdiğini iddia etmiş olursunuz ki Allah haksızlık yapmaz ve de emretmez.

Senin aksine ben Bakara-275. ayeti muhkem ayet kabul ediyorum, da diyebilirsiniz.

Cevabım; Allah ribayı Bakara-275. ayet ile haram etmişse, Ali İmran-130. ayette kat kat riba yemeyin diyerek, zaten ribanın azına haram demişken, ribanın kat kat fazlasını yemeyin vurgusunu neden yapmıştır? sorusu izaha muhtaçtır. Eğer riba haramsa, ribanın mikrosu da makrosu da haramdır.

Ayrıca Bakara-275. ayeti muhkem ayet kabul ettiğinizde; Bakara-278. ayetteki “ribadan geriye kalanı terk edin” cümlesini açıklayamazsınız. Çünkü Bakara-278. ayete göre;

  1. Makul fazlalığın kabul edildiği kısmı; malın değerini korumak için alınandır.
  2. Kat kat fazlalıktan vazgeçildiği kısmı; ister ilk borç vermede ister borcun ödenememe durumunda sonradan kat kat eklenendir.

Ayetin artışını kabul ettiği kısmı yani ribayı, hem haram kabul edeceksiniz hem de bu haramdan vazgeçmeyeceksiniz.

İşte bu önemli çelişki Bakara-275. ayetin muhkem ayet olmasına engeldir.

Şu zamana kadar ribanın haram kabul edilmesinin nedeni; ısrarla Bakara-275. ayetinin muhkem ayet kabul edilmesidir.

Bu ayetin muhkem kabul edilmesi ile; Tevbe-5. ile Bakara-191. ayetlerin muhkem ayet kabul edilerek okunması arasında hata açısından hiç fark yoktur.

Tevbe-5. ayeti muhkem ayet kabul ettiğinizde haram aylar çıktığında önünüze çıkan her müşriği; Bakara-191. ayeti muhkem kabul ettiğinizde de önünüze çıkan her kafiri yakaladığınız yerde öldürmeyi anlarsınız ki bu ayetler muhkem olmayıp mesajları bunlar değildir. İlgili yazımın linki;

TEVBE-5: BİLEREK YANLIŞ ANLATILAN AYET

Özetle makul riba helal fakat katlı riba haramdır.

Şimdi diğer ayetleri inceleyelim;

Israrla katlı ribaya devam edenlerin akıbeti nedir? diye sorsak Allah’tan onlara çok büyük tehdit vardır. O tehdit Allah ve rasulu ile harbe girmiş olmaktır. İşte ayeti;

Bakara-279: “Eğer böyle yapmazsanız, Allah’a ve elçisi ile harpte olduğunuzu bilin. Eğer tevbe ederseniz, ana malınız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.”

Ayette bahsedilen ana mal;  Bakara-278. ayete göre alacaklının borç verdiği ilk miktar değil, vade sonunda hak edilmiş fazlalığın da eklendiği total miktardır.

Peki mübadele yani borç alış-verişinde Allah’ın tavsiyesi nedir, diye sorsak; borçlu sıkıntıdaysa ödeme yapmasını beklemek ve hatta sadaka olarak bağışlamak daha güzeldir. İşte ayeti;

Bakara-280: “Eğer (borçlu) darlık içindeyse, ona bir kolaylığa kadar bekleyin. Eğer sadaka olarak bağışlarsanız, sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz”

Mübadele konusu nesne, aynı niteliğe sahip her nesne olabilir. Sadece para olarak değerlendirmek eksik olur.

BANKALARA GELİNCE;

Allah adaleti emredip, kurumları ve insan unsurunun yetiştirilmesini insanlara bıraktığı gibi nasıl bir ekonomik sistem kurulacağını yine insanlara bırakmıştır.

Bankacılık sistemi, üretim artış durumunda dengeli rekabet ortamına göre kurulmuş hukuksal bir çaredir. Devlet hazinesi ve uluslararası garantiye sahip olan kurumlardır.

Hepsi olmasa da birçok bankacılık işlemi hem insani ve İslamidir.

Vade sonu faiz kazancı ile faizli kredi çekmek haram olan riba değildir. Aşağıdaki örneklerde göreceğiniz üzere, bankaların uyguladığı faiz oranları katlı riba sayılabilecek oranlara çıkmaz.

ŞİMDİ HAYATIMIZDAN ÖRNEKLER VERELİM:

1. ÖRNEK: Kişiye 2023 yılı Mart ayında 1 yıllığına 1.000 tl borç verdiniz. 1 yılın sonunda 2.000tl olarak istediniz. 1.000tl değerindeki fark ribadır. Peki bu fark helal riba mı yoksa haram riba mıdır?

İlk bakışta; borç 2 katına çıkmıştır ve katlı ribadır, diyebilirsiniz. Beraber inceleyelim.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun hesapladığı tüketici fiyat endeksine göre oluşturulan enflasyon hesaplayıcısının linkini aşağıya bırakıyorum ki siz de hesaplayabilesiniz.  (https://herkesicin.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/ekonomi/hie/icerik/enflasyon+hesaplayici)

2023 yılı Mart ayında 1000tl değerindeki mal sepeti, 2024 yılı Mart ayında 1685tl’dir.

Özetle paranız (-)%68,5 değer kaybetmiştir.

Bu 685tl değerindeki fazlalık, sizin paranızın değer kaybına karşılık gelen ve helal olan ribadır.

Bakara-279. ayete göre ana malınız, 1.000tl değil artık 1685tl olmuştur.1 yıl sonra paranızın değerini korumak adına isteyeceğiniz miktar en fazla 1.685tl olabilir.

Bakara-278. ayete göre ribanın geri kalanından vazgeçmelisiniz.

Siz 2.000tl istediğiniz için vazgeçmeniz gereken miktar; 2000-1685=315tl’dir ve 315tl haram olan ribadır.

2-ÖRNEK: 1. örneğin devamı olarak elinizdeki 1.000tl mevduatınızı kişiye borç değil ama bankaya gidip 1 yıllık vadeye yatırdınız. 1 yılın sonunda aldığınız fazlalık ribadır. Peki bu riba helal riba mı yoksa haram riba mıdır?

İstisnasız tüm bankalarda faiz oranı, mutlaka enflasyon oranının altındadır.

1. örnekten değer kaybının (-)%68,5 ile 1.685tl olduğunu biliyoruz.

Mevduat getirisi hesaplayıcısının linkini aşağıya bırakıyorum ki siz de hesaplayabilesiniz. (https://www.hangikredi.com/kredi/hesaplama-araclari)

Mevduat getirisi hesaplayıcısına göreyse; 1000tl’nin 2024 yılında 1 yıl sonundaki getirisi maksimumum 1.500tl‘dir.

1. örnekte değer kaybını 2023, 2. örnekte faiz oranını 2024 yılına göre aldığıma dikkatinizi çekerim. Çünkü 2024 yılı banka faiz oranları önceki yıla göre daha yüksek olmasına rağmen

Bankadan aldığınız riba 500tl iken, paranızın değer kaybı (-)685tl‘dir.

Aldığınız riba, paranızın değer kaybını karşılamamıştır bile. Hala zarardasınız.

İşte bu örnekte bankadan vade sonunda aldığınız riba, yani bilinen adıyla faiz helaldir. 

Ne zamanki paranızın değer kaybının üzerinde para kazandınız, işte o fazlalık haram ribadır. Ki bu bankadan haram riba almanız mümkün değildir. Çünkü verdikleri faiz oranları her zaman gerçek enflasyonun çok çok altındadır.

Bazı ülkeler %3-4 hatta bazıları eksi enflasyona sahiptir. Bu ülkelerdeki banka faizleri neredeyse 0-1 aralığındadır.

Türkiye’de enflasyon ve faiz oranları o ülkelerdeki gibi olmuş olsaydı, şahsa verdiğiniz 1.000tl, 1 yıl sonra belki 10tl fazlalık ile 1.010tl olacaktır.

Buradan anlamamız gereken; ribanın doğrudan haram sayılabileceği ortam; ancak enflasyonun (0) veya (-) olduğu ortamlardır.

3. ÖRNEK: 2022 yılı Mart ayında bir şahsa 2 yıl vadeli yine 1.000tl borç verdiniz. 2024 Mart ayı için siz ne kadar fazlalık=riba isterdiniz? Yine 1.000tl mi, 1.500tl veya 2.000tl mi?

Ben ancak verdiğimi isterim diyenler, tereddütlerini yenemeyenlerdir ve onlara yaptığım izahlardan başka söyleyebilecek başka sözüm yoktur. Peki onlar 1.500tl ve 2.000tl gibi rakamlar için ne derler?

Tahmin edersiniz ki bu rakamlar kat kat kazanç olarak göründüğü için riba ve haramdır, derler. Şimdi inceleyelim, bu rakamlar gerçekten haram olan katlı riba mıdır?

Yine aynı sitelerin verilerini kullanalım.

2022 yılı Mart ayında verdiğiniz 1.000tl nin 2 yıl sonunda enflasyon karşısındaki değeri düşmüş ve ederi 2.536tl olmuştur.

Değer kaybı (-)%153.6‘dır.

Alacağınızı 1.000tl istemek  tercihiniz olabilir.

Ama borçludan 2 yıl sonunda paranızın değerini korumuş olarak almak için, 1.536tl fark isteyerek toplam 2.536tl talep etmeniz gereklidir. Oran olarak bu 2.5 kata tekabül etmektedir.

Farkın 2.5 kat olması, ilk görünüşte haram olan katlı riba gibi değerlendirilir.

Oysa 2.5 kat olmasına rağmen bu katlı riba değil, helal olan ribadır.

Anlamamız gereken şey; enflasyonun olduğu ülkelerde hesap yapmadan, rakamların katlı değerine bakıp aldanmamak gerektiğidir.

İşte riba ve katlı ribanın ayrımını yapamazsanız eğer; gereksiz yere fakirleşmeye, fakirleştikçe sadece geçim kaygısına düşmeye, geçim kaygısına düştükçe en temel hak ve özgürlüklerinizin peşine düşecek güce ve cesarete sahip olamazsınız.

Asıl trajedi ise, ayetleri yanlış anlayarak bu silsileyi Allah’ın emri diyerek yaşamaktır.

4. ÖRNEK: İş kurmak veya bir ihtiyacınız için bankadan kredi çekerseniz, bankanın aldığı riba helal mi yoksa haram riba mıdır?

Bankaya borçlanmakla kişiye borçlanmak arasında elbette fark vardır.

Kişiye borcun avantajlı yönü; alacaklının onu hibe etmesi olasılığıdır ama hibe banka için söz konusu değildir.

Fakat bankanın avantajlı yönü; onun kurumsal olması, maksimun ve minumum faiz aralığının Merkez Bankası tarafından önceden belirlenmesi, tüm yapacağı işlemlerin en ince detayına kadar kanun ve yönetmeliklerle düzenlenmesi ve hukuki yaptırımlarla denetim altında olmasıdır. Şunu da kabul ederim ki bir şeyin kanunla düzenlenmesi onun hukuki ve doğru olduğu anlamına gelmez.

Biz örneğimiz üzerinden devam edelim;

2014 Mart ayında 10 yıllığına 100.000tl ev kredisi çektiniz. 2024 Mart ayına kadar olan ödeme planınızdaki toplam borcunuz mübalağa ederek 700.000tl olsun, diyelim.

2014 yılı içinde kredi olarak elinize aldığınız 100.000tl’nin, mevduat getirisi hesaplayıcısına göre 2024 Mart ayında ederiyse 902.000tl’dir.

Paranızın değer kaybı (-)%802’dir.

Farazi kabul ettiğimiz ve bankanın sizden toplamda aldığı 700.000 tl, paranızın 10 yıl sonraki değer kaybetmiş hali olan 902.000tl’nin çok altındadır.

Görünürde banka sizde 7 kat fazla borç yüklemiştir. Ama bu hesap, bankanın sizden 7 kat fazla aldığı paranın haram riba olmadığının delilidir.

(Biraz önce mübalağa dedim çünkü şimdi aynı şartlarda kredi çekseniz ödeyeceğiniz miktar en fazla 450.000tl’dir. Ama ilginç ki katılım bankalarında 630.000tl’ye kadar çıkmaktadır. Neden?)

Fakat krediyi 2024 yılı Mart ayında başlattığınızı düşünelim. Kredi hesaplama sitelerinde 10 yıl sonra yapacağınız toplu ödeme ortalama 450.000tl civarındadır.

10 yıl sonra paranızın ederi 300.000tl olsun, diyelim.

Bankanın sizden fazladan almış olacağı 150.000tl, şimdi katlı riba olmaktadır.

Ribanın söz konusu olduğu mübadele (yani aynı türden 2 nesnenin değiş-tokuşu), Bakara-275. ayet gereği ticaretteki alış-veriş gibi değildir.

Dolayısıyla nesne para ise, helal ribadan fazla para kazanılamaz.

Nesne altın ise, helal ribadan fazla altın kazanılamaz.

5. ÖRNEK: Peki bankaların işlem başına aldıkları EFT ve HAVALE ücretleri paradan para kazanmak değil midir?

Elbette değildir. Çünkü o ücretleri paraya karşılık değil, aldığınız hizmetin karşılığı olarak ödemiş olursunuz.

Hizmet alınan ve satılan bir ticaret türüdür.

Ticarettir çünkü aynı türden nesneler değil farklı türden nesneler değiş-tokuş yapılmaktadır.

Mübadele olarak değerlendirmek hatalı olur.

Eğer mesaili bir işte çalışıyor veya hasta ya da yaşlı iseniz elektrik, su, doğal gaz, telefon, internet ve çeşit çeşit sigorta vb ödemelerinizi banka banka dolaşarak ödeme yapacak ne zamanınız ne de imkanınız olmayabilir.

İşte bankanın her yerde ve oturduğunuz yerde ödeme kolaylığı olarak sunduğu hizmet için masraf alması paradan para kazanma değil, hizmet satışıdır.

Elbette daha karışık banka işlemleri de vardır. Onları da ulul elbab olan ekonomistlerle birlikte değerlendirmenin gerekli olduğuna inanıyorum. Ama bize düşen değerlendirme;

  1. Bankanın enflasyonunu dikkate alarak, kendi sermayesini koruyacak değerden fazlasını alıp almadığı ile,
  2. Sattığı hizmet bedelinin fazlasını alıp almadığı ve
  3. Görünen katlı rakamlara bakarak hızla hüküm verilmemesi gerektiğidir.

Tek cümle ile konuyu özet geçmem gerekirse;

Ribanın doğrudan haram sayılabileceği ortam; ancak enflasyonun (0) veya (-) olduğu ortamlardır. Böyle ortamlarda ne verdiyseniz aynısını alır, 1 kuruş fazlasını talep edemezsiniz.

 

Subscribe
Bildir
guest
2 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments
Mücahit
Mücahit
10 Mayıs 2024 14:13

teşekkürler

Mehmet Topçu
Mehmet Topçu
7 Mayıs 2024 19:37

Teşekkürler