Diyanet İşleri Mealinde (Yeni), Nisa-3. ayet aşağıdaki şekilde meal edilirken, birçok mealde olduğu gibi ayetin orjinalinde olmayan bir kelime eklenmiştir
Nisa-3: Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin(1). Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
(1) Nisa Suresi 3. ayetin Arapçasında “yetinin” kelimesi yoktur.
Köle durumunda bile olsa bir kadınla ancak, nikahlanılması (evlenilmesi) durumunda karı koca ilişkisi mümkündür.
Diğer çeviri çalışmalarının neredeyse tamamında ayetin Arapça metninde olmayan “yetinmek” fiili meale üstelik parantezsiz dahil edilmiş ve ayetin anlamı tahrif edilmiştir.
Ayette geçen; ”Ma meleket eymanukum”; ayetin konusuna göre farklı anlamlar almakla birlikte bu ayette hakimiyetiniz altında olan kişiler anlamına gelmektedir. Bu şekliyle bahse konu kişi, kadın veya erkek olabilir.
Ancak ayette nikahlanmak yükleminin öznesi erkek olduğundan diyanetin mealinde parantez içinde ‘cariye’ olduğu özellikle belirtilmiştir.
Emeviler zamanında ve sonrasında cariyelerin cinselliğinden nikahsız faydalanmak için ayetlere olmayan kelimeler eklenmiş, kadınlara boşanma hakkı veren Bakara 229. ayet görmezden gelinmiş;
Allah’ın kadınlara verdiği kimsenin iznine tabi olmayan boşanma hakkı, kocasının iznine bağlanmış ve bu bid’at yüzyıllardır sanki Kur’ani bir hükümmüş gibi kabul ettirilmiştir.
Neden diye merak edecek olursanız; erkeğin elindeki cariyelerden faydalanmak istediğinde karşı çıkacak ilk kişi karısı olup kocasından boşanmayı tercih edeceği düşünülerek, kadınların boşanma hakkı bir bid’at olarak kocanın iznine bırakılmıştır.
Ayette ancak iki şeyden sadece birinin olabileceğini ifade eden “veya” bağlacının kullanılmış olması ise son derece önemlidir.
Nisa-25. ayete göre erkeğin eşleri ister hür ister köle mutlaka nikahlı olmak zorundadır.
Müminun-5-6. ve Mearic-29-30. ayetlere göre müminler; edep yerlerini sadece hür kimselerden evlendikleri eşlerine ve köle kimselerden evlendikleri eşlerine açabilir.
Ayetteki özne müminlerdir. Mümin, hem erkek hem kadın olur. Bu ayetlerde “Ma melaket eymanuhum” ifadesi nikahlı eşleri işaret eder. İlgili yazımın linki;
MA MELAKET EYMANİKUM/ EYMANİHUM/ EMANUHUNNE/YEMİNUKE KİMDİR?
Nisa-25 ve Nur-32-33. ayetler göre, hür kadınla nikahsız ilişki nasıl yasaksa köle kadınla da yasaktır.
Nisa-3. ayette erkekler “ma meleket eymanukum” ifadesi, “veya” edatı ile seçim yapmaya yönlendirilmiştir.
Ayete doğru anlam verildiğinde kimse hakimiyeti altındaki kadın köle ile nikahsız ilişkiye giremeyeceği için, mealde büyük bir çarpıtma daha yapılarak ayette hiç geçmeyen “yetinin” ifadesi tefsir ve meallere yerleştirilmiş ve Allah’ın uzak durulmasını emrettiği zina meşrulaştırılmıştır.
Bayraktar Bayraklı hoca dahi bu ayete alttaki notu yazmış, ayette “yetinin ifadesi yoktur” dediği halde kendi mealine “yetinin” ifadesini eklemiştir.
Kendisine ait meal notu: “Burada özellikle dikkat çekilmesi gereken husus, bu ayette “yetininiz” diye bir ifadenin geçmemesidir. Buna rağmen pek çok mealde bu böyle çevrilmektedir. Sadece Elmalılı’nın orijinal, sadeleştirilmemiş meali, Abdulbaki Gölpınarlı, Hasan Basri Çantay, İbni Kesir, Muhammed Esed, Ömer Nasuhi Bilmen ve Şaban Piriş meallerinde bu ifadeye yer verilmemiştir. Asıl olarak bu ayette “o zaman bir tane ya da elinizin altındakilerden birini alın/evlenin” denmektedir. Bu çarpıtma ne yazık ki İslam aleminde cariyelerle ya da başka bir deyişle esirlerle nikahsız cinsel ilişkinin helal olduğu zannına yol açmıştır.”
Ayetin doğru tercümesi ise söyledir;
Nisa-3: “Eğer yetimler hakkında adaletsiz davranmaktan korkarsanız, (onları değil), size helal olan kadınlardan iki iki, üç üç, dört dört olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane veya hakimiyetiniz altında olan bir kadını (nikahlayın). Bu, haksızlık etmekten daha uygundur.”
Peki “iki iki, üç üç, dört dört” ibaresi gerçekten evlilik sayısına mı işaret eder?
Bizce işaret etmez! Bu rakamların mübalağa içerdiği inancındayım. Kur’anda Allah yetimleri ve haklarını hususi koruma altına almıştır. Onlara bu şekilde bir haksızlık etmenizdense, iki iki, üç üç, dört dört evlilik yapın ama bu haksızlığı yapmayın şeklinde anlamaktayım.
Peki Kur’an çok eşliliği yasaklar mı?
Çok eşliliği emretmez ama yasaklamaz da. Bir erkek bir kadını nikahı altına alarak sadece onu koruma amacı da taşıyabilir.
Velev ki eş olarak almış olsun. Aşağıdaki ayette Allah “kadınlarınız arasında adaletli olmaya asla güç yetiremezsiniz” diyerek, bunun kadınlara haksızlık olduğunu açıklamışken, bile isteye çok evlilik yapan erkekler bu haksızlığın Allah katındaki sorumluluğunu da üstlenmiştir demektir. Özcesi tercih ve cesaret meselesidir.
Nisa-129: “Ne kadar isteseniz de kadınlarınız arasında adaletli olmaya asla güç yetiremezsiniz…”