NİSA-2. AYET ve YETİM MALLARINA ÇÖKMEYİN EMRİ

Nisa-2: “Yetimlere mallarını veriniz, temizi pis ile değiştirmeyiniz. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyiniz. Çünkü bu çok büyük bir günahtır.”

Yetimlerin mallarına art niyetle el koymanın 2 yolu vardır. Bunlar;

1- Reşit ve ergen olmadıkları iddiasıyla mal yönetimini ele alarak harcamaktır. Fakat iyi niyetle hareket edecek olan vasi için takip edilmesi gereken yöntem Nisa-6. ayette belirtilmiştir.

2- Yetimle evlenerek malın sahibi olarak harcamaktır.

“Yetama”, “yetim” kelimesinin çoğulu olup ergenlik çağına gelmeden babası ölen ya da ergenlik çağına gelmiş ama reşit olamamış çocuk demektir.

Ancak eski Arap geleneğinde kocası ölen kadına da tek başına kaldığı için yetim denilirdi.

Muhammed nebi zamanında, Arap bedevileri yapılan savaşlarda yetim kalmış kadın ve kızları nikahlayıp varlıklarına el koyuyor ve sonra bu varlıkları önceki hanımlarına harcıyorlardı. Bu geleneğin sonlandırılması bu ayetin nazil olma sebeplerinden biridir.

İslamiyet yeniden canlandığı sırada Arap Yarımadasında Cahiliye adetleri egemendi.

İslam bunlardan bazılarını bir anda kaldırıyor, bazılarını tedrici bir yolla yasaklıyor, bazılarını da ılımlı hale getiriyordu.

Evliliğe sınır koyan bu ayet geldiği zaman, erkekler sayı tahdidi olmaksızın istedikleri kadar kadınla evlenebiliyordu ve bu kadınların kayda değer hakları da yoktu. Dünyalık bir eşya gibi alınıp satılabiliyorlardı.

İşte ister çocuk yetimler ister kocası ölmüş kadınlarla evlenmeyi düzenleyen ayet;

Nisa-3: “Eğer yetimler içinde adil olmamaktan korkarsanız, beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder evlenin. Eğer onların aralarında da eşit davranamamaktan korkarsanız biriyle veya yeminle sorumluluğunuzdan biriyle nikahlanın. Zira bu haksızlık etmemeniz için en uygun bir yoldur.”

Kur’an, bu cahiliye adetini yıkmış oldu.

Allah’ın Nisa-2. ayet ve devamı olan bu ayette verdiği mesaj; yetimlere mal için meşru nikahla bile olsa musallat olmayın. Velev ki onlarla nikahlandığınızda adil olamamaktan korkarsanız; yetimlerle evleneceğinize beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın diye ciddi bir ikazda bulunmuş, yetimlerin sahipsiz kalmalarından sebep onlara musallat olunmamasını emretmiştir.

Kaldı ki bu ayet çok eşli evlilike, eşler arasındaki hakların korunacağını ve adaletin sağlanacağını zorunlu kılmıştır.

Ayrıca birden fazla evlilikle ilgili bazı ahlaki ve sosyal zaruretlerin de oluşması gereklidir.

Mesela kadının, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını göremeyecek derecede hasta olması, bir savaş sonrası erkek nüfusun azalması ve himayeye muhtaç kadınların sahipsiz kalması gibi.

Bunun acı örnekleri I. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya ve Fransa gibi ülkelerde görülmüştür. Bu ülkelerde savaş sonrası eşsiz kalan, kendilerine destek olacak akrabalarını da kaybeden ve maddi sıkıntıların zirve yaptığı dönemlerde maalesef kadınların birçoğu şartlar elvermediği için zorunlu olarak fuhuş batağına düşmüş, birçoğu da evsiz ve sahipsiz kalarak perişan olmuştu.

 

 

 

 

 

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments