Allah’ı ve ona ait olanları inkar edenler arasında iyilik ve yardım etmeyi sevenler varsa, bu iyiliklerinin karşılığı ne olacaktır diye merak ederdim, ben cevabımı aldım.
Ali İmran-116: “Şüphesiz kafir kimseler.. Onların malları ve evlatları Allah’a karşı kendilerine hiçbir yarar sağlamaz. İşte onlar ateş ehlidirler. Onlar orada ebedi kalıcıdırlar.”
Yukardaki ayet kafir kimselerden bahsederken, devamı olan 117. ayet onların yaptıkları infak yani yardımlardan bahseder;
Ali İmran-117: “Bu dünya hayatında, onların infak ettikleri şeylerin durumu, kendilerine zulmeden bir halkın ekinine isabet edip onu mahveden dondurucu bir rüzgara benzer. Allah onlara zulmetmedi fakat onlar kendi kendilerine zulmetti.”
Diyerek yaptıkları infaklarının ziyan olacağını ve kendilerine hiçbir fayda vermeyeceğini bildirmektedir.
Bu arada kafir kimselerin sadece Allah’ı inkar eden kimseler olduğu bilgisi Kur’ana göre oldukça eksik bilgidir. İlgili yazımın linki;
Bir müslümanın kafir olması an meselesidir. Bu nedenle kafir olup olmadığımızı sık sık kontrol etmeliyiz, inancındayım.
Allah, Adem nebi ve içinde bulunduğu toplum henüz beşerken; onlara ruh üflediğinde, beşerliğin üst rütbesi olan insan pozisyonuna konumlandırdı sayın nurdan.
Bu yeni konumuyla insan, Rabbin muhatabı olarak hür irade ile seçim hakkı ve sonucunu üstlenme sorumluluğunu yüklendi.
Rab kendini tanıttı ve hükümlerini bildirdi. Ruh ile insanlara, tüm bunları idrak edip seçim yapacak akıl,vicdan ve irade vermiş oldu.
Son ahit Kur’anda, diğer ahitlerde olduğu gibi, insanları kendisine şirksiz imana davet eder. İstisnası yoktur. İman edilmemişse; inen tüm ahitlerin sebebi olan iman yani inanmak söz konusu olmamıştır.
Srunuzdaki en önemli detay;”İnsan olarak akıl yönünden sınırlı bir varlık olduğumdan, benden daha üstün bir varlığın olup olmadığından emin olamam..”dır.
Sınırlı akıl hepimiz için söz konusudur. İman etmemişler akıldan yoksun; iman etmişlerse akıl hazinesine sahip değillerdir. Sadece var olan akıllarını, sorgulamada ve cevap aramada çok isabetli kullanmayı öğrenmiş olanlardır.
İnsanın sınırlı aklıyla zorlanacağını bilen Rab; sınırsız güç ve zenginliğinden ahitler göndererek onlara yol açmıştır.
Kaldı ki sınırlı akıllarıyla, kendilerine ahit gelmediği halde TEK BİR YARATICIYI bulmayı başarmış haniflerin sayısı da az değildir.
Bizlerin değil ama Rabbin bizde gördüğü akılın temizliği, din gününde hakkımızdaki hükmü noktalayacaktır. Nokta, hepimiz için dilerim ki başarmışların aldığı hükmün sonuna konur..
Nursel Hanım, peki inkar etmeyen ama kabul de etmeyen ‘hiç bir şey bilmiyorum’ cuların durumu ne olacak 🙂 agnostiklerden bahsediyorum. Tanrı var da olabilir, olmayabilir de, bir insan olarak akıl yönünden sınırlı bir varlık olduğumdan, benden daha üstün bir varlığın olup olmadığından emin olamam diye düşünenlerin durumu ne olacak ?