ALLAH KALPLERİ, KULAKLARI MÜHÜRLEYİP GÖZLERE PERDE Mİ ÇEKTİ?

Ayetlerde Geçen İstiare-i Temsiliye Nedir?

Kur’anda İstiare-i Temsiliye diye bilinen anlatım tarzını sık sık görüyoruz.

İstiare, ödünç almak demektir. İstiare yaparken bir örnek ödünç alınır, o örnek kullanılarak muhataba anlatılmak istenilen konu, mecaz anlatım yaparak daha kolay anlatılır.

Bazı boksörlere “demir yumruk” dendiğini duymuşsunuzdur. Bu ifadede kimse, gerçekte o boksörün yumruklarının demir olduğunu düşünmezken benzetme yapıldığını herkes fark eder.

“Demir gibi yumruk” yazdığımızda ifadenin gücü zayıflamakla birlikte “Demir yumruk” dediğimizde edatsız anlam daha güçlü hissedilmektedir.

O yüzden bu gibi  ifadelerde “sanki”, “gibi” vs benzetme edatları kullanılmaz ve yazılmaz.

İşte bu İstiare-i Temsiliyedir.

Arapçada da benzetme edatı kullanılınca ifade zayıflar. 

Aslında her dilde böyledir. Bunu bir başka dile tercüme ederken benzetme edatı olan “sanki” mutlaka kullanılmalıdır ki muhatap ayette anlatılmak isteneni kendi dilinde net anlayabilsin.

“Bu durum, Kur’an mealine kelime eklemek değil, aksine Arapça dil bilgisinin gereğidir.”

Atasözleri de böyle anlamlar içerir. Avam bir atasözü seçip daha net anlaşılacağını düşünerek “Şakanın sonu kakadır” cümlesinde anlatılmak istenen; şakayla gerçek anlamda kaka arasında bir bağ olduğu değil, şaka yaparken ilişkilerin bozulmasına kadar gidecek kırgınlıklar olabileceğidir.

Bunu bir başka dile tercüme ederken muhatabın anlayacağı şekilde tercüme etmek gerekir. Aksi takdirde bu cümleyi okuyanların şaka ile kaka arasında gerçek anlamda bağ kurmaya çalışmaları veya anlamaktan vazgeçmeleri olasıdır.

Şimdi İstiare-i Temsiliyeyi Kur’andan örneklerle ile açıklamaya çalışalım. İlk örnek olarak Bakara-7. ayeti inceleyelim;

Bakara-6: “ İnkar edenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, asla iman etmezler.”

Bakara-7: “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.”

Burada inkar eden insanlar anlatılırken 2 anlam çıkartılabilir;

1- Allah’ın onların kulaklarını gözlerini mühürlemiş olduğundan, gözlerine de kalkmaz bir perde çektiğinden dolayı onların asla iman etmeyeceği..

2- Veya inkar ettiklerinden dolayı Allah’ın onların kulaklarını ve gözlerini mühürlemiş olduğu, gözlerine de kalkmaz bir perde çektiği..

Her iki yorumlama da çok yanlış bir anlama olmayıp deist ve ateistlerin, Allah’ın insanlara işkence çektirmek isteyen ve zevk alan bir tanrı gibi acımasızca yargılamalarına neden olmaktadır. Oysa;

Yukarıda da bahsettiğim gibi; ayetin orijinalinde benzetme edatı olan “sanki” yoktur. Çünkü, Arapçada da tıpkı Türkçe gibi benzetme edatı kullanılınca ifade zayıflamaktadır. 

Bunu tercüme ederken benzetme edatı olan “sanki” mutlaka kullanılmalıdır ki muhatap ayette anlatılmak isteneni şöyle ve doğru biçimde anlayacaktır;

Bakara-6: “İnkar edenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, asla iman etmezler.”

Bakara-7: “(Sanki) Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerinde de, (sanki) perde bulunmaktadır. Pek büyük bir azap da, onlar içindir.”

Yani; Allah onların sanki kalplerini ve kulaklarını mı mühürledi de duymadılar ve anlamadılar; sanki gözlerine perde mi çekti de görmediler. Baksalardı, okusalardı, anlasalardı, ellerini tutan mı vardı, mealinde bir izah varken, birçok hatalı meal bu izahın üzerini tamamen örtmüştür.

Kur’anda kendini tanıtan Allah’ın gözlerini, kulaklarını, kalplerini bizzat kendi mühürlediği insanları ebedi azaba layık görmesi Allah’ın adaleti ile taban tabana zıttır.

Aksine ölene kadar gözü, kulağı, kalbi açık olan ama Allah’a itibar etmeyen, kitabına yönelmeyen insanlar azabı hak edecektir.

Aşağıda yer alan Mülk suresine göre inkar edenler;

Allah’ın kalplerini ve kulakların mühürlediği, gözlerineyse perde çekmesi gerekçesiyle inkara düştükleri için O’nu suçlamayıp, (yaşam tarzlarını değiştirmek ve sahip oldukları konforu kaybetmek istemedikleri için) bizzat iradeleri ile yalana sarılmayı tercih ettikleri ve akıllarını kullanmadıkları yönünde suçlarını itiraf edeceklerdir.

Mülk-8:  “Sanki öfkesinden çatlayacak gibidir. Her bir bölük Cehenneme atılırken bekçiler onlara: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?” diye sorarlar.”

Mülk-9: ““Evet” derler; “bize uyarıcı geldi ama biz yalana sarıldık; Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz” dedik.”

Mülk-10: “ “Keşke söz dinleseydik ya da aklımızı kullansaydık, şimdi bu alevli ateşin ahalisi içinde olmazdık” derler.”

Mülk-11: “Böylece suçlarını itiraf ederler. O alevli ateş ahalisi için bundan sonrası tam bir perişanlıktır.”

Bu ayetlerden de görüleceği üzere Mühürleme ifadesi sadece mecaz anlam içerir ve İstiare-i Temsiliyeye ait örneklerden bazılarıdır.

Subscribe
Bildir
guest
6 Yorum
En Yeniler
Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments
Bekir Yavuz
Bekir Yavuz
18 Haziran 2022 14:43

EMEĞİNİZE SAĞLIK ÖRTÜNME AYET, SİZE DAHA İNMEMİŞ GALİBA

Ali Murat
Ali Murat
17 Haziran 2022 07:13

Emeğinize sağlık. Çalışmalarınızı ilgi ile takip ediyorum. Allah gayretinizi artırsın.

Abidin Özler
Abidin Özler
16 Haziran 2022 00:02

Nursel hanım mail adresinizi gönderirseniz bu konuda gramer olarak nasıl bir hata yapıldığına dair bir değerlendirmeyi gönderebilirim.